Kim buldu öyleyse üzgüyü? Aşk. Aşk pek tanınmamış bir Ad'dır O ellerin ardında, hep örüp durur Dayanılmaz alevden gömleği, Onu da insan gücü çıkaramaz. Biz yalnız yaşarız, ah ederiz işte Tüketilerek ya ateşle ya da ateşle.
Reklam
Hangi umut çiçeğidir bilmem, ellerin Uzanır da gönlüme Rüveyda Derinden bir ok saplanır bağrıma Beynimi çağıran bir sese doğru Alaca bir at koşar içimde Zamansız, mekânsız nefese doğru
Yazılacak çok şey vardı daha Elim titriyor dedi birde kağıtlar yorgun Daldıkça daldı Ellerin de sanki dünyanın en uzak yerleri vardı Mırıldandı gölgesi uyanmadan Ve gözlerini kırpmadan ;
“Her sabah aynanın karşısına geçip uzamış sakallarımı sa­ran beyazlara bakıyorum. Kimseler bilmiyor ama ellerin var yüzümde, bembeyaz parmakların, sakallarımın arasında do­lanan parmakların, sakallarıma düşen aklar gibi ellerin. Elle­rin yüzümü yaşlandırıyor; ellerin cehennem, ellerin yasemin, ellerin gül kurusu, ellerin ateş. Kadın zarif elleriyle erkeğin yüzünde yazıyor o hiç bitmeyecek hikayeyi; erkeğin gözaltlarına, sakallarına…”
Sayfa 98 - (e-kitap)
Gözlerin ufkum oldu, Ellerin dallarım, Nefesin oksijenim oldu, Ve sesin en güzel ezgim..
Reklam
kimsenin gülü
İçlerinde toprak vardı ve kazdılar. Kazdılar, hep kazdılar, böyle geçti günleri, geceleri. Ve övgüler düzmediler Tanrı'ya, o ki, duyduklarına göre, istemişti bütün bunları o ki, duyduklarına göre, biliyordu bütün bunları.
Tutsam ellerinden ağlarsın. Doğduğum köyü bir bilsen. Gece gecemden büyük, Acısı acımdan derin. Tutsam ellerinden , üşür ellerin!
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Sana seni anlatamam. Gökkuşağına dokunamayınca anlarsın beni. Sana acıyı anlatamam. İçin yanarken ellerin buz tutunca anlarsın hasreti. Belki bir gün unuturum gülüşlerini, ama. Ne aklıma sığdırabildim gözlerini, Ne de zamana.
KIŞ GRİSİ
Çocuktur bende bu yanık şehir kokusu. o bembeyaz fotoğraflarda bulunmayan,içeri her defasında , eskimiş ayakkabındaki, en ücra deliği bulan, ve itinayla içeri dolan. Yarısı buzdan,
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.