Ya Allah...Ey Kerem sahibi,Ey içimizdeki taze mezarların üzerinde güller yeşerten Müntakim.Yığıldık olduğumuz yere ağlıyoruz,Gazze'nin yanağından bir gözyaşı gibi süzülüp giden bebeklere ağlıyoruz.Senin azametini ve merhametini anlatacak evladı kalmamış annelere ağlıyoruz. Şehit kardeşinin saçından bir tutam kesip saçına ekleyen ablalara
“Bazı insanlar sen ne kadar doğru konuşsan, ne kadar uzun konuşsan, ne kadar yüksek sesle ve düzgün konuşsan da seni duymazlar… O vakit iyilik dile ve yoluna git…”
Öncelikle bu kitabın ve bu incelemenin tamamen cinsel içerik barındırdığını belirtmek ister, bu tarz içeriklere alışık değilseniz incelemenin geri kalanında söyleyeceklerimi boş vererek hemen geçmenizi tavsiye ederim. Öyle ki kitabın neredeyse yarısı cinsellik olduğu için benim iyi yönlü eleştirilerim bu tarz içeriklere hassas olan bireyler için
Dünya ve âhirette mal sahibi olmak isteme. Yüksek dereceler ve şerefli makamlar elde etme sevdası gütme. İyi bil ki sen O’nun kulusun. Kul ve sahip olduğu her şey ise Mevlâ’ya aittir. Ona karşı hiçbir hak iddia edemez.
Defne SUMAN'ın Emanet Zaman romanı okuma grubumuzun Mart ayı kitabıydı.Okuyan 13 arkadaşımız da aşırı memnuniyetsizliğini ve rahatsız olduklarını dile getirdi.Nedeni ise kesinlikle taraflı yazılmış olması.Başta karmaşık olsa da dili ve kurgu fena değil dedim.Özellikle ben İzmir Bornova da yaşadığım için Levantenler,Frenk ve Rum' ların
-Kaderimiz aynıydı ama kalbimiz farklıydı
- neden böyle dedin ki?
- çünkü kimse sevdiğini başka yüreğe emanet edecek kadar merhametli değildi benim gibi...
28.03.2024.🖤
Ji remza dilberê dîsa
Li min batin vejîn derde
Di lebsê tariyê min dî
Xwiya bû ew siyahcerde
Di lebsê tarî û nûrê
Perîrengê sifethorê
Ji Wadî eymena torê
O, kendisinin vekaletine verilen hayat, beden, mal, mülk, evlat, aile, makam, mevki, velhasıl bütün varlığının emanetçisidir. Günümüz insanı bu bakışı yitirip kendisini başta bedeni olmak üzere her şeyin gerçek sahibi sandığından o şeyler üzerinde sınırsız bir tasarruf yetkisi olduğunu zannetmektedir. Kürtaj, keyfi estetik operasyonlar, cinsiyet değiştirme, genlerle oynama gibi dinimizin asla müsaade etmediği bedenle oynamalar hep vekalet bilincinin mülkiyet bilincine dönüşmesi nedeniyledir. Çevre sorunlarının da temelinde bu zihniyet dönüşümü vardır. Kendini vekil değil, asil zanneden bu yeni insan için varlık âlemi, hesabını vereceği bir emanet değil, zevkini süreceği bir mülkiyettir.