Muhtemelen bir daha yazarın herhangi bir kitabını okumacağıma karar verdiren kitabı oldu. Başları fena sıkıcı ve tüm kitap boyunca olanları takip etmeye ve anlamaya çalışırken çok yoruldum. Fazlasıyla fantastik olması sevenler için dikkat çekici olabilir. Ama insana, insan neden ve nasıl bir kafayla böyle bir kitap yazar diye düşündürtüyor. Ortalara doğru kendine bağlıyor ve sonunda ne olacağını öğrenmek adına okutuyor kendini ama sonunda da eliniz boş kalıyorsunuz bir anlam bulma açısından. Birçok yerde altını çizdiğim cümleleri olması bakımından hakkını yiyemem ama tavsiye edebileceğim bir kitap değil naçizane..
Olmayacak olsa, istemeyi yaratır mıydı ? dedi yazar.
Evet, dedi, İbrahim, yaratırdı. Bir şeylerin olması ya da olmaması değil isteyip de olmayınca ne yapacağındır belki mesele, dedi.
Ahmet İbn Hanbel, asrının imamıydı. Bilgisi her türlü övgünün ötesindeydi. Zihninin fikirden ve bilgiden boşaldığını hissettiği an Bişr-i Hâfi Hazretlerinin yanına koşardı.
Birisi onu Bişr-i Hâfi'nin huzurunda görünce hemen kınamaya başladı ve şunları söyledi: Sen ki cihanın imamısın. Dünyada senden daha üstün bir âlim yok! Senden daha yetkili biri yok ki sözünü dinleyesin. Ama gel gör ki sen bu yalın ayak, başı çıplak adamın peşinde koşuyorsun.
Ahmet İbn Hanbel cevap verdi: Doğru, Kitap ve Sünnet bilgisi konusunda ben donanımlıyım ve ondan çok daha fazla bilgiye sahibim. Fakat o Allah'ı benden daha iyi biliyor