Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed Emin

Muhammed Emin
@eminmuhammett
30 okur puanı
Aralık 2020 tarihinde katıldı
...ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
Herkesin Almanya'yı kurtarmak için kendine göre bir fikri vardı. Fakat bütün bu fikirler hakikaten Almanya'ya değil. her birinin kendi şahsi menfaatlerine bağlıydı.
Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitim de bulamayaşım değil miydi ?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiçbir şey beni, hakkımdaki bir kanaati düzeltmek mecburiyeti kadar korkutmazdı.
Sayfa 48
(Raif Efendi Eşi ve kızı hakkında söyleniyor) Onlara ne? Ben onlar için neyim? Ben onlar için hiç birşey değilim...Hiç birşey değildim... Senelerden beri aynı evde beraber yaşadık... Bu adam kimdir diye merak etmediler... Şimdi çekilip gideceğimden korkuyorlar...
Sayfa 38
Reklam
Uzun ama mühim!
İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... Bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?
Sayfa 38
(Raif Efendi) kendisine ruhen tamamen yabancı insanların onu adamdan saymamalarını hoş görmekle kalmıyor, bunda adeta bir nevi isabet de buluyordu.
Ona gösterdikleri sevgide, bir angarya savarmış gibi bir acelecilik; onun hastalığıyla alakalarında, bir fukaraya gösterilen yalancı merhamet gibi bir özentilik vardı.
Sayfa 31
O yaşlarda ki her kof insan gibi , ilk rastladığının suratına gülmeyi bir nevi üstünlük alameti sayanlardandı.
İnsanları, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır? Hele bunu yapmak fırsatı, birtakım ince hesaplar dolayısıyla, ancak muayyen bazı kimselere karşı kendini gösterirse.
Sayfa 20
Reklam
İçimde bir ümitten ziyade, nedense, kendimi tezlil edilmiş görmek arzusu vardı. *Tezlil edilmiş: Hakarete uğramış
İnsanlara ne kadar muhtaç olursam onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu.
Hayat, anlamını yitirmeye başladığı zaman, "hayatın ölümü" başlamış demektir.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
114 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.