Fatiha, 5.Ayet: "(Ey Rabbimiz!) Yalnız sana (ibadet ve itaatle) kulluk eder ve (her hal ve ihtiyacımızda) ancak senden medet umar/yardım dileriz." Bu ayet inananların Allah'a verdiği bir taahhüttür. Bilmemiz gerekir ki Allah'a kulluk, yalnız O'na ibadet etmekle değil, hem ibadet hem de emir ve yasaklarına itaatle gerçekleşir. Çünkü Allah, yalnız ibadet ilâhı değildir. Bunun içindir ki İslâm “lâ ilâhe illallah" ile başlar. "iyyake na'büdü ile yürürlüğe girer. Kur'an'da birçok yerde Allah'a kulluk emredilir. Çünkü insanları, bütün emirlerine itaatte kul etme hakkı ancak O'nundur. Zaten Allah da insanlan bunun için yaratmıştır. Çünkü Bir'e kul olmayan bine kul olur; Allah'a kullukta yücelik ve hürlük, kula kullukta ise esaret ve küçülme vardır. Seyyid Kutub tefsirinde: "Öyle bir zaman gelir ki insanlar, Allah'ı sözde inkar etmeyebilir, O'na ibadeti de terketmezler ama o ibadeti ya birine gösteriş olarak yaparlar, ya helal ve haramı (serbestlik ve yasakları) tayin ve ilanda, başkalarının İslâm'a aykırı emirlerine istekle itaat ederler ya da İslâm'a aykırı olarak bir kimseye sığınmak ve ondan bir pâye elde etmek isterler ki bu durumda onları rab kabul etmiş, onlara tapmış ve kulluk etmiş olurlar. Böylece 'Müslümanım' dedikleri halde -Allah korusun- şirke düşerler." der. "İslâm öncesi Arap müşrikleri de ideolojileri yönünden Allah'ı inkâr etmiyorlar fakat O'nun, hayatlarında hükümleri geçerli olan Rab olmasını kabul etmiyorlardı. İşte Allah'a Rab, Mâlik (Hükümran) ve tek İlâh olarak inanmamak şirk olur.
İtaat..
Ailede uyulması gereken ilahi kurallara muhatap olmada kadınla erkek eşit statüye sahiptir. Ailede Allah'ın koyduğu kuralları yürürlükte kılma yetkisi kocaya verilmiştir. Evin reisi, Allah'ın koyduğu kurallara göre aileyi yönetecek ve Allah'ın hükmüne zıt bir emir ve yasak koymayacaktır. Eğer İlahi emir ve yasaklan çiğneyen bir istekte bulunursa, hanım bu isteğe itaat etmeyecektir. "Allah'a isyanı emreden kişiye itaat olunmaz."(58) Kadının kocasına itaati, mutlak değil; helal ve meşru konularda, Allah'ın hükmü doğrultusundadır ve itaat, daha çok kocanın cinsi konulardaki istekleriyle ve temel dini hususlarla ilgili olarak değerlendirilmelidir.
Sayfa 28 - Menhec Yayınları / (58)Buhari, Ahkam 4; Müslim, Cihad 40.
Reklam
Mü'minin birinci görevi..
De ki: "Ben ancak sizin gibi bir insanım; şu farkla ki bana ilahınızın, bir tek ilah olduğu vahyediliyor. Kim Rabbine (rızasına erişmiş bir mü'min olarak) kavuşmayı arzu ediyorsa sâlih amel işlesin ve Rabbine 'ibadet ve itatte' hiçbir şekilde şirk/ortaklık karıştırmasın." Kehf,110 * Allah varken, O'nu bırakıp gerek başkalanından yardım ummak gerek Allah'n emirlerine aykırı emir verenlere bağlanıp itaat etmek, amellere şirk karıştırmaktır. Rabbe kavuşma yolunda imandan sonra ilk adım, O'na ibadet ve emirlerine itaat, son mertebe de O'na tevekkül ve teslimiyettir. Allah'ın rızasına kavuşmak salih amelle olur. Kul, namazı; cennet kazanma, Allah'tan korkma veya bir borç olarak kılmaktan ziyade O'nun rızasına kavuşmak için kılmalıdır. Namaz, aynı zamanda nefsin veya içinde bulunulan her türlü ortamın köleliğinden kurtulduğunun ve Allah ile hür olduğunun göstergesidir. Mü'minin birinci görevi de bu hürlüğü şirksiz elde etmektir.
Sayfa 303
Kehf sûresi /110
De ki: "Ben ancak sizin gibi bir insanım; şu farkla ki bana ilahınızın, bir tek ilah olduğu vahyediliyor. Kim Rabbine (rızasına erişmiş bir mü'min olarak) kavuşmayı arzu ediyorsa sâlih amel işlesin ve Rabbine 'ibadet ve itatte' hiçbir şekilde şirk/ortaklık karıştırmasın." Kehf,110 Mü'minin birinci görevi.. Allah varken, O'nu bırakıp gerek başkalanından yardım ummak gerek Allah'n emirlerine aykırı emir verenlere bağlanıp itaat etmek, amellere şirk karıştırmaktır. Rabbe kavuşma yolunda imandan sonra ilk adım, O'na ibadet ve emirlerine itaat, son mertebe de O'na tevekkül ve teslimiyettir. Allah'ın rızasına kavuşmak salih amelle olur. Kul, namazı; cennet kazanma, Allah'tan korkma veya bir borç olarak kılmaktan ziyade O'nun rızasına kavuşmak için kılmalıdır. Namaz, aynı zamanda nefsin veya içinde bulunulan her türlü ortamın köleliğinden kurtulduğunun ve Allah ile hür olduğunun göstergesidir. Mü'minin birinci görevi de bu hürlüğü şirksiz elde etmektir.
Sayfa 303Kitabı okudu
Ahlaki kurallar bazı yönlerden hükümet yasaları gibidir. İnsanların eylemlerini başka insanlarla olan ilişki leri temelinde kısıtlayan normatif genellemelerdir. Ancak, bu demek değildir ki, ahlak "yasaları" hükümet yasalarıyla her özelliği paylaşmalıdır. Hükümet yasaları, (normalde, örf ve âdet yasalarında olmasa da) bir yasa koyucu gerektirir. Seküler ahlak teorisyenleri, metaforun tam bu noktada iflas ettiğini iddia ederler haklı olarak: Ahlak yasaları hükümet yasalarının gerektirdiği şekilde bir yasa koyucu gerektirmez. Ayrıca, bir ahlak yasa koyucusu olarak Tanrı kavramı da sorunludur. Sorun sadece Tanrı'nın var olmaması ya da Tanrı'nın emir çıkarmadığı değil, olsa ve yapsa bile, ne emrettiğini bilmememizdir. Tanrı var olsa ve hepimizin vakıf olduğu emirler çıkarsa bile, sizin ve benim niye o emirlere ahlaken riayet etmemiz gereksin? Buna yönelik en yaygın cevap, itaatsizlik edersek Tanrı bizi cezalandırır biçimindedir. Bu, bize itaat etmek için sağlam bir özçıkarcı neden sunar; fakat o neden pek de ahlaki bir görev olmaz.
Sayfa 108 - Ayrıntı Yayınları, İdea, Cağaloğlu, İstanbul.Kitabı okudu
Öğüt...
Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki: 159. Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye radıyallahu anh şöyle dedi: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler: - Ey Allah’ın Resûlü! Bu öğüt, sanki ayrılmak üzere olan birinin öğüdüne benziyor, bari bize bir tavsiyede bulun, dedik. Bunun üzerine: - “Size, Allah’a çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli köle bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Benden sonra sağ kalıp uzunca bir hayat sürenler pek çok ihtilaflar görecekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sünnetine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır” buyurdular. Kaynak : Ebû Dâvûd, Sünnet 5; Tirmizi, İlim 16. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime 6
Erkam YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.