Bilmiyorum ne olacak bu halim. Kendimi dipsiz bir kuyuya düşerken buluyorum. İlk düştüğüm anda korkmuştum çünkü bu kuyunun dipsiz olduğunu bilmiyordum. Kendi kendime ne zaman yere çarpacağım ve parçalanacağım diye soruyordum. İşte bu bilinmezlik beni korkutuyordu. Ama artık alıştım sadece düşüyorum. Ne zaman öleceğimi(yani kurtulacağımı) bilmeden tükeniyorum. Yavaş yavaş eriyen bir mum misali.
Merhaba sevgili 1000kitap okurları. Bugün sizlere 2 yıl önce yazdığım ve kimse ile paylaşmadığım küçük bir hikayeyi paylaşmaya karar verdim. Umarım ilginizi cezbeder ve beğenirsiniz. Nacizane hikayemin adı "Darağacındaki Gül".
Gözlerimi yavaş yavaş açıyordum. Kafamda kaynar sular kaynıyormuşçasına başım ağrıyordu. Üstümden at arabası