"Güçlü zihinlere sahip değiller ve yerleşik değerler bira şişesi üzerine basılmış imalathane adı gibi kolayca üzerlerine yapışıp iz bırakıyor. Görevleri de bütün genç üniversite öğrencilerini ele geçirip sahip olabilecekleri herhangi bir pırıltılı, orijinal fikri zihinlerinden silerek alınlarına yerleşik değerlerin damgasını basmak."
Hayat dayanılmayacak kadar sıkıcı ve aptalcaydı, ağzında kötü bir tat bırakıyordu içgörüsünün önüne siyah bir perde gerilmişti ve hayalleri içinde ışık sızmayan karanlık bir hasta odasına tıkılıp kalmıştı.
"Kendi kendine bakmak zorunda kaldı ve genç bir kız hem kendi başının çaresine bakıp hem de örneğin seninkiler gibi uysal ve nazik bakan gözlere sahip olamaz."
Ruth, insanları kendi renkleri, inançları ile politik görüşlerinin en iyisi, en doğrusu olduğuna ve dünyanın dört bir yanına dağılmış diğer insanların kendilerinden daha talihsiz olduklarına inanmaya sevk eden yaygın dar görüşlülükten muzdaripti.