stendhal peygamberce bir not yazmıştı: ''je serai célèbre vers 1900'' [1900'e doğru ünlü olacağım], bu tarih aynı zamanda hölderlin'in de alman dünyasında bir yıldız gibi parladığı tarihe denk düşer. tek tük birkaç yalnız insan ötekini ya da berikini, ikisinden birinin varlığını sezmişti: ama her ikisini birden kendi öncülü kabul eden tek bir kişi vardı: friedrich nietzsche, bize bu kadar yakın olan en berrak, en bilge zihin. o, bu ikisini fevkalade özgür, kendini kendi doğasından çıkarıp kahramanca dünyaya atan, dizginlerinden kurtulmuş iki muhteşem ruh, kendi bilgilerinin derinliğine şaşmaz bir gerçeklik duygusuyla inen, birini heyecanın dehası, diğerini kutsal sadeliğin dehası – ama her ikisini de sanat için yanıp tutuşan, her ikisini de kendi zamanlarına yabancı ve anlaşılmamış, aşırı sıcaklık ya da soğukluk yüzünden, ama asla ılıklık yüzünden değil, geçimsiz ve sevilmemiş kişilikler olarak gördü. o büyük sezgi sahibi onlarda kendi varlığının her iki ucunu görür.