Hz. Lokman Hekîm, oğluna dedi ki:
Oğlum! Hayatında üç şeyden taviz verme:
1. En iyi yemeği yemekten,
2. En konforlu yatakta uyumaktan,
3. En lüks evde oturmaktan .
Oğul:
''Biz fakîriz, peki ben bunu nasıl gerçekleştireceğim?'' deyince
Hekîm şöyle cevapladı:
- Sadece acıktığında yemek yersen, en iyi yemeği yemiş olursun,
- Çok çalışıp yorgun bir vaziyette uyursan, en konforlu yatakta yatmış olursun,
- İnsanlara iyi muâmele edersen, onların kalbinde yer edersin; böylece de en lüks evde oturmuş olursun.
Ahmet Kaya'nın "Acılara Tutunmak" şarkisi beni hep etkilemiştir.
Zaman zaman bir şeylere tutunmak isteriz istemsizce. Kimimiz bir sevgili, kimimiz oyun, kimimiz dine tutunuruz yaşamımızı anlamlandirmak için. İnsan boş duramıyor. Yaşamak için bir seylere tutunma ihtiyacı oluyor. Ve bu ihtiyacın ne olduğunu istemsizce sürekli
Modern Doğu Masalları beşinci bölüm. Etkiledi beni. Bu bölümdeki annesine bakan adamın, yatalak annesine karşı merhameti örnek alınacak bir değer.
Aynı zamanda adam annesine merhametli davrandığı için, başkası o merhameti gördüğü için aynı kadına merhametli yaklaşacaktir. Çünkü bazen birinin değerini başkası belirler. Bu yüzden sen cevrendekilere değer ver ki, başkaları da o değeri görüp değer versin.
Bunlar da bana not olsun.
canlidizi6.com/modern-dogu-mas...
En anlamlı şarkılardan biridir. Yalnızlık ömür boyu. Ne yaşarsak yaşayalım, kiminle yaşarsak yaşayalım aslında yalnızızdır. O gider bu gelir ama sen hep varsın ve teksin. Hayatına gelen insanlar ya hediyedir ya öğretici imtihandır. Sen kendine odaklan. Alacağın dersi al ve devam et. Zaten yalnızdın, yine yalnızdın, yine yalnızsın. Yalnız
" Dedikodudan sakınınız, çünkü dedikodu zinadan daha ağır bir günahtır. Zira zina eden bir kimse tevbe edince tevbesi Allah tarafından kabul edilebilir. Fakat dedikodusu yapılan kimse affetmedikçe dedikoducunun affedilmesi mümkün değildir." Âlimler, başkasını gıybet eden kimsenin sapan kuran bir çocuğa benzediğini söylerler. Bu çocuğun sağa sola taş atması gibi gıybetçi de iyi amelini öteye beriye savurur.
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım" Oğuz Atay
İnsanlar olumsuz şeyler duymak istemezler. Bu yüzden derdimizi, şikayet ettiğimiz şeyleri onlara anlattığımızda bir süre sonra dinlemek istemeyeceklerdir. Bu yüzden (eş ve dost hariç) kimseye olumsuz düşüncelerden bahsetmemek gerekir. Çok paylaşasımız geldiyse Rabb'imize anlatmalı, hatta yardım istemeliyiz. Aynı şeyleri sürekli konuşup olumsuzluğu yaymaya gerek yok. Bu ayeti unutma:
“Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah’a arz ederim."
Sen çevrene pozitif davran, güzel şeyler kat ki güzellik yayılsın.