Yüzlerce anne bir araya gelmiş, cumartesi günü, lisenin önünde, nasırlı elleriyle pankart tutup, karşılarında her an üzerlerine atlamaya hazır polislere gözlerini kaçırmadan bakarak oturuyorlardı.
Mecliste alkışlar arasında yeni yasalardan söz eden cumhurbaşkanı, bunca kuklanın olduğu bir memlekette meclise gerek kalmadığını söyledi. İpleri gerilen kuklaların, elleri havada kaldı.
...her gün yazıyorum kağıdımı muhtara, o da puan veriyor, topluyorum puanları, gidiyorum alışveriş yapıyorum. Ne karşılığında? Bayrağı sevdik, alnımızı secdeye sürdük, mahallemizi koruduk, millet sevdasını büyüttük diye!
Büyük düşünürlerin ya çok düzenli ve tutarlı bir yaşamı var ya da karmaşık sonu deliliğe varan. İkisi aynı kapıya çıkıyor. Aklı yerinde tutmak için gösterilen çaba tamamen ondan kurtulmak adına muhtemelen.
Yarınları yasaklayan kanun hükmünde kararname gece yarısı oylamasıyla meclisten geçti. Hiç uyumayan cumhurbaşkanı kararnameyi imzaladı. Böylece yarınları belirleme yetkisi cumhurbaşkanına geçti.