Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

erfdali

erfdali
@erf_dali
Cümle, evlaymış insanla buluşana kadar. Gel arınalım cümle insandan, uçsuz bucaksız; sınır, kuşak tanımayan sevdalara, tükenmeyen umuda yol alalım.
Her parçası keyif vaat eden bir plan asla başarılı olamaz; büyük bir hayal kırıklığını önlemenin tek yolu ufak bir sıkıntıyı savunmaktır.
Sayfa 242 - İş Bankası Kültür Yayınları 43. BaskıKitabı okuyor
Reklam
[...] Gerçek mutluluğun başlaması için başka bir tarih vermek gerekecekti, dilek ve umutlarının gerçekleşebileceği başka bir dönüm noktası ve bir kez daha beklentinin zevkini duya duya avutacaktı kendini şimdilik ve bir başka hayal kırıklığı için hazırlanacaktı.
Sayfa 241 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
[...] "Kendimizi maksatlı olarak incitilen insanlar olarak görmeye bu kadar hazır olmamalıyız. Neşeli genç bir adamın her an o kadar dikkatli ve tedbirli olmasını beklememeliyiz. Sık sık kendi kibrimizden başka bir şey değildir bizi aldatan. Kadınlar hayranlığı olduğundan daha anlamlı sanıyorlar. Erkekler de anlamlı olmaması için çalışıyorlar. "
Sayfa 142 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dünyayı tanıdıkça hoşnutsuzluğum daha da artıyor; her geçen gün insan karakterinin tutarsızlığına ve akıllı, duygulu görünenlere bile güvenilmeyeceğine olan inancım güçleniyor.
Sayfa 141 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
%63 (249/394)
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen
3.5/10 · 75,4bin okunma
332 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Misafir
MisafirNermin Yıldırım
8.3/10 · 1.711 okunma
İnsan acayip bir mahluk, her şey beklenir ondan, bilhassa en beklenmeyen. Hamuru kekre, kumaşı ince, yarası hep en derininde. Sızlayan yeri uyuşturmak için her sıktığında, çekilen ip biraz daha gerilir. Gerilir, gerilir, gerilir... Bütün ipler inceldiği yerden kopar, bu böyledir. Garip bir yer dünya. İçine düşen herkes, ellerinde yağlı urganlar, yardım ettiğini sanırken bile, birbirinin celladı kesilir. Acı, dirayeti emmeye başlayınca, herkes her şeyden vazgeçer bir noktada. Kendinden evvela. Bütün ipler kopar, hem de bütün ipler. Onlara tutunanlar, palas pandıras yuvarlanıp düşer. Geriye tek kalan, üst üste atılmış beyhude düğümler. Kalplerdeki düğümler, akıllardaki düğümler, boğazlardaki düğümler, ellerdeki düğümler. Bir tek kendini alıp kendinden gitmeyi bilenler kurtulur o düğümlerden. Mesela gemiciler. Dünyanın düz bir tepsi değil, derin bir çukur değil, ölene dek sürecek garip bir macera olduğuna inanan, başı dumanlı, göğsü rüzgarlı gemiciler. Sonra binerler gemilerine ve ılık denizlere, sıcak limanlara, geniş ufuklara doğru yol alır o gemiler. **
Sayfa 292 - hep kitapKitabı okudu
Beklemek insanı beklediğine benzetiyor. Biraz daha beklemek yalnız bırakıyor. Yalnızlık da sonunda gene kendine benzemesini sağlıyor. Bu besbelli bir kısırdöngü fakat gene de insan başa döndüğünde, artık kendi başladığı yere varamıyor. Her dönüşte biraz daha eksiliyor, ömür de ocakta kaynayan su misali buharlaşıp azalıyor. Peki bu yaşımda bile, hep bir şeylere, birilerine benzemekle mi uğraşacağım ben böyle? Kendim bile, benzemeye çalıştığım biri gibi uzaktan göz mü kırpacak bana? Bir bilen olsa da danışsam, neyi beklediğini bilmeden beklemek ne kadar sürüyor? Bir ömür mü? Bu nasıl bir rüya ki ölmeden uyanılmıyor?
Sayfa 273 - hep kitapKitabı okudu
Sonra alıyorum tebeşiri elime; pencerelerin, kapıların ve en son da giriş kapısının önüne ince birer çizgi çekiyorum. Belki de hayatımda ilk defa kendimden başka birine yahut bir şeye, aşmamasını, ötesine geçmemesini istirham eden bir çizgi. Havuçları rendelerken, önüme çizilmiş, en çok da bizzat kendi kendime çizdiğim kalın çizgileri, heveslerimin önüne çekilen bentleri, âlemle arama giren hudutları düşünüyorum. Başkalarına hürriyet, kendime esaret biçen kör makasımı. Onunla ömrümü ince ince, kanata kanata kırpışımı. İnsanın kendine içeriden attığı kesiği, başka kimse dışarıdan dikemiyor.
Sayfa 272 - hep kitapKitabı okudu
Reklam
Hayaller gerçeklerden daha mahrem galiba. En çok onlar ortaya çıkınca insan çıplak kalıyor.
Sayfa 250 - hep kitapKitabı okudu
Dünyamı çevreleyen taş yığınına baktım, insan neye uzun bakarsa bir süre sonra ona benziyor. Duvarlar engelli koşudaki en büyük engelim. Onların arasında önce koşmayı unutur insan, sonra bir zamanlar koşabildiğini. Biraz daha kalsam belki koşabilenlere diş biler hale geleceğim. Hatta koşmanın hastalık olduğuna bile inanabilirim. Duvarlar insanı her şeye ikna edebilir. Yokluğa, varlığa, doğruya, yanlışa...Bu duvarlar, kıstırdıkları herkesi kendine benzetir, zamanla birbirinin kopyası bitişik nizam evler gibi insanlar inşa edebilir.
Sayfa 249 - hep kitapKitabı okudu
Kendini konuşarak değil, susarak anlatmayı öğrenmiş çocuklardık. Cüsseli laflardan ürker, kırılgan sessizliklere sığınırdık. Nihayet hem parçalandık, hem de anlaşılmadık. **
Sayfa 241 - hep kitapKitabı okudu
Büyümek biraz da utanmayı öğrenmek demek. Mahcubiyetin, ucu masumiyete bağlanan ipi, nasıl da ince ama aşikâr. O ip, ancak bir tür iç temizliğiyle sağlam kalabiliyor. İçini temizleyemeyenler, dışını parlatıp duruyor. **
Sayfa 225 - hep kitapKitabı okudu
"Ama" diye mırıldandı, "sen daha gençsin, değişirsin, benim gibi korkaklığa alışma. Korku dediğin alışkanlıktır. İnsanın kendi kanıyla beslenen bir alışkanlık."
Sayfa 213 - hep kitapKitabı okudu
580 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.