Bob Cody: Frederick Turner'ı hiç duymuş muydunuz Bay Oliver?
Neal Oliver: Hayır efendim.
Bob Cody: Kendisi bir tarihçiydi. Yaklaşık yüz yıl önce Sınır ile ilgili bir teori oluşturdu. Sınır'ın medeniyet için bir emniyet valfi olduğunu, delirmek üzere olan insanlar için de bir sığınak olduğunu söyledi. Ne zaman düzene uyamayanlar, üşütükler, hoşnutsuzlar, müfritler olsa pıllarını pırtılarını toplar Sınır'a giderlerdi. Amerika böyle başladı -Avrupa'daki tüm kaçıklar, huzur bozanlar, sonradan 13 İngiliz kolonisi olacak- Sınır'a gittiler. Oraya da uyamayanlar oldu, daha da batıya gittiler, neticede tüm üşütüklerin Kaliforniya'yı doldurması böyle oldu. Turner 1932'de öldü, yani elimizde sınır kalmadığında dünyanın başına gelenleri göremedi. Kimileri der ki, zihin adında bir sınır vardır, dolayısıyla giderler alkol ve uyuşturucuların şahane dünyasını keşfederler, lakin o bir sınır değildir. Kendimizi kandırmak için bir başka yöntemdir sadece. Ve bir de bilgisayarlar vasıtasıyla bir başka sahte sınır yarattık, kimilerinin gerçeklikten kaçtıklarını sanmalarına neden olan, bilirsin. Erişim faturalı sınır...
Neil Oliver: Peki ya uzay? Bilirsiniz, son sınır!
Bob Cody: Ah, Star Trek'ten bahsediyorsun, uzaydan değil. Zaten o da televizyon, şahane sınırdır. Hem zaten kaç vatandaş eşyalarını toplayıp uzaya gidebilir?