ESBAB-I NUZULE DAiR
Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam)'in vefatindan yani vahyin kesilmesinden
sonra
şeytanlara gizlenecek ne var ki, hala şahablann atildigina sahid
oluyoruz? şeklinde hatira gelebilecek bir soruya da Muslim'de gelen Zuhri'nin su rivayeti ile cevap verilmistir:
"Dediler ki, biz (yildiz kaymalarina dayanarak); "bugün büyük bir
adam dogdu, bugün büyük bir adam oldü" derdik.
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şu açiklamayi yapti: "Yildizlar hiç kimsenin hayati
veya olümü için atilmazlar.
Ancak Rabbimiz, bir işe hükmetti mi,
semavat ehli birbirine haber verir. Boylece haber dunya semasina kadar
gelir. Burada cinler haberi kapmak için kulak kabartirlar ve onu dostlarina ulaştirirlar." ibnu Hacer ilave eder: "Bu rivayetten anlasiliyor ki,
(semamin) muhafaza ve cinlere karşi şiddetin arttirilma sebebi, Kur'an
vahyinin kesilmesiyle ortadan kalkmamistir. Zira Cenab-1 Hakk'in emriyle meleklere ulastirilan daima yeni emirler olmaktadir
Şeytanlar Hz.
Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in gonderilmesinden sonra kendilerine şiddet artirilmis olmasina ragmen, Hz. Peygamber zamaninda kulak
hirsizligi yapma hevesinden geri kalmayinca, vefatindan sonra da vazgecici degillerdir."
Sayfa 232 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kur'an-i Kerim'de otuz ayetlik (şani
yüce) bir sure vardir. Bu sure (kendisini okuyan) kimseye (kiyamet günü)
şefaat eder ve Allah'in onu affetmesini saglar. Bu sure Tebarekellezz biYedihi'l-Mulk'dilr."
Sayfa 224 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Ma'kzl ibnu Yesar (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah
( aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim sabaha erdigi zaman üç;
kere "Euzubillahi's-semi'il-alim mine'ş-ďeytani'r-racim" der ve Haşr suresinden üc ayet okursa, (Huvallahullezi..)Allah onun için yetmiş bin melegi vekil tayin eder
de onlar, akşam oluncaya kadar kendisine rahmet okurlar. Şayet o gun
olecek olsa şehid olarak olür. Akşam vaktinde ayni şekilde okuyacak olsa,
(keza sabaha kadar aynz şeyler sozkonusudur ).
Sayfa 194 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Her şeyin bir kalbi vardir. Kur'an'in
kalbi de Ya-Sin'dir. Kim bu sureyi okursa, Cenab-i Hakk, bu okumasi
sebebiyle kendisine, Kur'an-i Kerim'i Ya-Sin harici on kere okumus sevabini verir."
Sayfa 93 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Vitir namazinda
Sebbeha, Kafirun ve ihlas
surelerinin okunmasi başka sureleri okumaktan daha faziletlidir.
Keza
cuma sabahmda da
Secde ve Dehr surelerinin
okunmasi digerlerini okumaktan efdaldir."
Sayfa 53 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Resulullah ( aleyhissalatu vesselam)
"Ey Ali, bakisina ikinci
bir bakis ekleme.
Birinci bakistan sorumlu degilsen de ikincisinden sorumlusun" buyurmuştur.
Sayfa 11 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Erkegin bir başka erkekle ayni yatakta beraber yatmalari caiz
degildir, hatta bunlardan her biri yatagin uzak köşelerinde yatmiş olsaIar bile.
Bu hususta Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur:
"Erkek erkekle ayni örtünün icine girmesin, kaim da kadinla
ayni örtünün icine girmesin."
Sayfa 10 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
ERKEGiN ERKEGE KARSI AVRETi: Erkek gobekle diz arasi haric bir
başka erkegin her tarafina bakabilir. Göbek ve diz avret degilir. Ancak
Ebu Hanife merhum'a gore diz avrettir
Sayfa 10 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da şöyle demektedir:
"Müslümanlarla Yahudiler harb etmedikce kiyamet kopmayacaktir.
O harpte Müslümanlar (galip gelerek) Yahudileri oldürecekler.
Oyle ki,
Yahudi, taş ve agacin arkasina saklanacak da, taş veya agac
Ey Müslüman, Ey Allah'm kulu, şu arkamdaki Yahudidir, hemen gel de
oldür onu!" diye haber verecektir. Sadece Garkad agaci müstesna, cünkü
o, Yahudilerin agaclarindandir."
Muhbir-i Sadik böyle haber vermiştir. Eninnde sonunda, gerceklesecektir.
şimdilerde, nihai sonlanna kavusacaklari mahall-i Mev'ud'da
toplanmaya devam ededursunlar, insanlik vicdan-i ammesinde, yiyecekleri nihai tokadim fetvasini verdirecek zulümlerine devam ededursunlar.
Taş ve agacin konuşmasiyla teşbih edilen insanlil vicdani ammesinin
aleyhlerine donme vetiresi tamamlanincaya kadar, mazlumun ahi hedefine varacak, mazlum vicdanlarda coktan verilmiş olan hükmün infazi
icin, gerekli maddi imkanlar da saglanmiş olacaktir.
Sayfa 401 - AkcagKitabı okudu
ESBAB-I NUZULE DAiR
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) burada "Onlara karsi gücünüzün yettigi kadar kuvvet hazirlayin" (Enfal, 60) ayetini tefsir etmekte ve hazirlanmasi gereken "gücün ne oldugu hususunda ümmetini
irşad etmektedir. Burada Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in mucize
diyebilecegimiz bir sözüne rastlamaktayiz. Bütün tarih boyunca tekzib edilmeyen bir yorum:
Kuvvet atmaktir,
aticiliktir, atmaktadir vs.
Kuvvet'in bu tarifi kiyamete kadar muteber olmaya devam edecege benziyor.
Zira her devirde atma ustunlugunu elde tutanlar ustun olmustur.
Dun
kuvvet "ok atmak", "mermi atmak", "obus atmak"ta idi.
Bugun
füze atmak, füzesavar, mermisavar atmak, sun'i peykler atmak, atom, hidrojen,
notron vs. bombalar, lazer işini atmak vs. Hemen ilave edelim ki devletin
ekonomik gucu de buna baglidir. Atma ustunlugunu elde etmek, bu hedefe ulaşmak belki de ekonomik üstünlükten gececektir. Ancak ekonomik
güçlülüğün miyari olan ferd basina düşen milli gelir rakami ne kadar
yuksek olursa olsun bu bizi "atma" işinde de üstünlüge götürmedikçe, bir
baska ifadeyle ekonomik zenginligimiz "atma üstünlügü" seklinde kristalize olmadikca hakiki manada güçlü degiliz demektir. Bu zenginligimizin yagmalanma tehdidiyle başbasayiz demektir.
Sayfa 387 - AkcagKitabı okudu