Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Savaş Özbey 'in bir konu üzerinde yazısı
Sosyal medyanın yarattığı en büyük erozyon bu bence: Toplu pervasızlık, örgütlü hadsizlik. Elimize telefonu aldığımızda insanlara acılarını bile nasıl yaşamaları gerektiği konusunda ahkam kesme hakkı buluyoruz kendimizde. Eskiden mektup vardı. Yırtıp yırtıp yeniden yazardık. Eskiden mail vardı. Okuyup okuyup baştan yazardık. Şimdi sosyal medya. Kaydır kaydır oku, hızlı hızlı, düşünmeden cevap-yorum yetiştir. Mümkünse de tribünlere oynasın, çok ‘layk’ alsın. Ne densizlik, ne kendini bilmezlik, ne nerede duracağını, nerede susacağını bilmezlik. İnsanlık teknoloji kadar hızlı ilerlemiyor maalesef.
Neden mi gittikçe yalnızlaşiyoruz? Eskiden mektup yazardık, kişi belli adres belli. Şimdi sanal bir dünyada "paylaşım" yazıyoruz. Kim kimdir, kim gerçek, kim sahte bilmek mümkün değil. Aslında bir nevi kendimizle birşeyler "paylaşıyoruz".
Reklam
Eskiden sevdiklerimize mektup yazardık.. kokumuzu, yüreğimizi zarfın içine koyup yollardık.. Uzakları yakın eden otobüs ve trenle yolculuk yapardık. Biz mesafeleri mazeret saymayan dostlardık. Şimdi her şey daha kolaydı ama biz insanlar birbirimizden neden bu kadar uzaklaştık. S.İ
UMUDA MEKTUP..." Mektuplar yazardık eskiden, İçine yüreğimizi koyardık... Kelimelerin sessizliğindeydi huzur... Herkes herkesle konuşur oldu birden..! Sözcükler, harfler çok gürültülü artık... Yüreğimiz, sessiz ve mahzun..! Çuvallar dolusu 'özel' yüklendik gün be gün..! Bilemedik hangi cümleye yüklem olacağımızı, Kalabalıklaştıkça yalnızlaştı yüreğimiz... Özelimizi yitirdik, çoğaldıkça...! Aynı çatı altında yetim yürekler; Ekrana aşık,sevgiye kör harfler biriktirdik.! Eskiden mektup yazardık biz kokan; Kalpten kalbe dökülürdü mutlu kelimeler.. Sevdiklerimizin yüreğiydi tek adres..!