Ebu Mahzure, yaşadığı olayı şöyle anlatır:
"Peygamber, Huneyn Savaşından dönmekteydi. Ben,hepsi Mekkeli olan on kişilik gençler grubuyla beraberdim. Huneyn yolunda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile karşılaştık. Rasulullah'ın müezzini namaz için ezan okuyordu.Biz, bir köşeye çekildik ve alay ederek müezzinin söylediklerini tekrar etmeye başladık. Rasulullah bizi duymuştu. Ezan bittikten sonra 'Şunların içinde güzel sesli biri var' diye gönderdiği adamlar, bizi huzuruna götürdüler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: 'Sesi gür olanınız hanginiz?' buyurdu. Yanımdakilerin tamamı beni gösterdiler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, onları saldı. Beni yanında alıkoydu. Sonra bana: 'Haydi ezan oku!' buyurdu.Rasulullah'tan sallallahu aleyhi ve sellem ve bana emrettiği ilten son derece nefret ettiğim halde çaresiz, kalktım;önünde ayakta durdum.Bizzat kendisi bana ezanın okunuşunu telkin etti,öğretti. Ben ezanı bitirdiğim zaman, içinde bir miktar gümüş para bulunan bir kese verdi. Daha sonra alnımı, göğsümü sıvazladı ve; 'Mübarek olsun' buyurdu. Ben: 'Ya Rasulullah, Mekke'de ezan okumama müsaade et' dedim. 'Müsaade ettim' buyurdu. İşte o anda, Rasulullah'a sallallahu aleyhi ve sellem karşı duyduğum kin ve nefretten bende eser kalmamış, gönlüm ona karşı sevgi ile dolup taşmıştı. Mekke valisi Attab b. Esid'e geldim ve onun valiliği süresince Rasulullah'ın sallallahu aleyhi ve sellem emriyle Mekke'de müezzinlik yaptım.
|Ahmed b. Hanbel, III, 409