Sabahtan akşama şiddet sarmalının içine yuvarlanan, akşamdan sabaha sarhoş naraları ve şehvet iniltileriyle cinnetin eşiğine sürüklenen bir toplum modeli kendiliğinden ortaya çıkmadı elbette. Edep ve ahlak sahibi bir insan olmak, fıtratımıza uygun duygu ve hareketlerle donanmak, Allah’tan başkasına kulluk etmemek, Allah’ın rızasını kazanmak için gönderdiği Kitaba ve Resule tabi olmak yaradılışımızın biricik gayesi olmaktan çıkınca felaketler zincirleme bir biçimde üzerimize üzerimize hücum etti. Şeytan ve dostlarına karşı mücadele bilinci ve iradesi zayıfladıkça, Allah’ın yardımını hak etmekten uzaklaştık. İşte bu nisyan ve isyanlar sebebiyle bize vadedilen izzet ve şereften nasiplenemiyor maalesef zillet ve esaretin bataklığına sürükleniyoruz. Büyüyen ümitsizlik, geleceğe bakışta baskın çıkan karamsarlık, küfre ve zulme karşı iman ve adaletin galebe çalacağına duyulan inancın zayıflaması sadece İslam dünyasının için değil bütün bir insanlığın kaosa, yoksunluğa ve acılara gark olmasını beraberinde getiriyor.
Kaynak: Hayatımızı namaz ve kurbanla Allah’a adamak - KENAN ALPAY