Babamın müthiş bir planı vardı. "Oğlum, insan yaşamında bir ev sahibi olmak için çalışmalı. Ölünce ev oğluna kalır. Oğlu da bir ev sa­hibi olup ölür ve evleri oğluna bırakır. Etti iki ev. Sonra onun oğlu bir ev sahibi olur, etti üç ev..." Aile yapısı. Aile yapısının düşkünlüğe karşı zaferi. İnanıyordu bu­na. Aileyi al, içine biraz Tanrı ve Vatan karıştır, günde on saat çalışa­cağın işi de kat, işte buydu gerekli olan.
Sayfa 179Kitabı okudu
Bazen sanki başka bir yerdeymiş gibi uzaklara gidiyordu. Hepimiz bir şeyleri özleriz; bir ev, çocukken oynadığımız sokak, bir çift eski kayak, okul botları, okumayı öğrendiğimiz kitap, bardaktaki sütü bitirmemiz için mutfaktan gelen ve bizi azarlayan ses, evin arkasındaki dikiş atölyesi, pedallardan çıkan tıkırtı. Vatan diye bir şey yok. Bu yalnızca bir icat. Var olan tek şey, bir zamanlar mutlu olduğumuz bir yer.
Reklam
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
“Kitap. Nasıl diyeyim... İçinde yaşadığımız ev gibi olmalı, vatan gibi olmalı, ona alışmalıyız, bağlanmalıyız, köşesini bucağını gayet iyi tanımalıyız, her noktasına hatıralarımız karışmalı. Değil mi? Bir musiki parçası gibi... Her vakit başka başka eserler okuyanlar, iki üç günde bir dostlarını, evlerini, vatanlarını değiştiren insanlara benzemezler mi? ”
Eski Türkler ne iyi kalpli insanlardı! En yabancı insanları kendileri kadar düşünen, onlar için merhamet ve ıstırap duyan ihtiyar kadınları hasretle hatırlıyorum. Kışın fırtınalı ve soğuk gecelerde bütün ev halkı kısılıp parlayan lamba alevine karşı endişe ile sustuğu vakit: “Oda ne iyi sıcak” derdim! Büyüklerden biri, kaşlarını üzüntüyle kıvırıp cevap verirdi: “Allah fakir fukaraya yardım etsin!” Ahşap evlerin yağmurla çürümüş gibi duran tahta odaları ya ıstırapla ya da muzdariplere dua eden iyi kalplerle meskundur. Şimdi hiç böyle şeyler hissetmiyoruz. Kalbimiz en mukaddes vatan dertleri için bile dar, vahşi ve kayıtsız.
Sayfa 113
Agâh Sırrı Levend'in mükemmel yazısı
MEHMET EMİN YURDAKUL'UN KİŞİLİĞİ Agâh Sırrı Levend Bir toplumda beliren yeni düşünce akımlarını, değişen edebiyat ve sanat hareketlerini, kendilerini meydana getiren nedenleri incelemeden, yalnız görünüşlerine bakarak açıklamaya çalışmak çok yanıltıcı olur. Kişisel bir heves ürünü gibi görünen bir eserin bile, sonradan yeni bir devrin
Reklam
34 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.