“Yoruldum işte
Birşey yaparak değil
Severek, düşünerek, özleyerek
Öylece oturarak, yoruldum
Görünmeyen, anlatılmayan
Anlatılsa da duyulmayan bu yükten
İçimi doldurup kimseye taşıramadığım
Kapalı pencereler ardından yaşadığım bu histe yoruldum
Alışılmış kalabalıktan
Vefasızlıktan nam yapmış dünyadan
Kurşundan da ağır bu duygulardan yoruldum
Bedenime ağır gelen bu gönülden
Dünyaya ayak uyduramayan kalbimden
Velhasıl, en çokta kendimden yoruldum...”