Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

pomegranate

pomegranate
@eylullegelen
Şikâyetten vazgeçip hikâyete geçmeli. Bir de şükretmeyi bilmeli.
Hangi dizesini alsam, aklım diğerlerinde kaldı, tamamını okuyun ne de olsa şifâdır şiir, şifâ bulsun ruhunuz. *** Aşk Risalesi / Erdem Beyazıt Dirilmek yeniden Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın Bulutları yarması gibi gün ışığının Yağmurun ansızın boşanması Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması Erimesi gibi karların ve
Reklam
"Gözlerine baktığım zaman Sitâre Bütün çöllere ay doğuyor." Dilaver Cebeci
Âşık Veysel’in de dediği gibi benim sadık yârim gara topraktır. Gözünen görülen, elinen tutulan, yediğimiz içtiğimiz, canımız topraktır. Bu toprağın en güzeli insandır. İnsanların en güzeli de anamız ve yârimizdir. İnsanı seven insan; Hakk'ı sever, biz de o Hakk'ın âşığıyız. Şüphesiz ki ölmez, yitmez, yemez, içmez, solmaz bir tek Allah’tır. Allah hepimizi eşit yaratmış. Haksızlık, cana gıyma, düşük görme olmasın. Allah’tan geldik, Allah’a gideceğiz. Yanan yürekte gül biter mi, bilmiyorum. Diğerlerine gelince Veysel “Anlatamam derdimi dertsiz insana, dert çekmeyen derdin kıymetini bilemez” der. Acı çekmeden mutluluğu yakalayanlar beni hiç ilgilendirmedi. Dert insana hayatı tanıtır, kendine getirir. Türkü yürekten çıkmalı, duyguyu, aşkı hissetmeyenin yüreğinden türkü çıkmaz. Yürekten gelmeyen, yırahtan (uzaktan) gelir. Bu nedenle, ortada gül var, kokuları yok. " -Neşet Ertaş

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
bir bayram anısıdır.
img509.yukle.tc/images/2971IMG_... . . Ben herkesin birbirini tanıdığı, sıcak, içten coğrafyaları pek bilmiyorum bir metropol çocuğu olarak. Bugün, yüz haneli bir köye düştü yolumuz, beklemek durumundaydık. Büyükler beklerken biz gezelim dedik kardeşimle, Ahmet Dede ile de o vakit karşılaştık. Sadece onunla değil ha, Sevgi Teyze, Emine Nine, İmdat Emmi... Birbirini tanıyan köy halkı geçtiğimiz sokağın başında "hayırdır, birine mi baktınız evladım?" diye sesleniyor sonra da sohbet başlıyor, ben dinlemeyi özlemişim onlar da yeni gördükleri birilerine hayatlarını, köyü anlatmayı özlemişler. En çok Ahmet Dede anlattı, köyün geçmişini, torunlarını, bir vakitlerin İstanbul'unda çalıştığı zamanı, bahçelerini, İstanbul'dan dönünce ilk olarak gölgesinde oturduğumuz badem ağacını diktiğini, bir bademi dişiyle kırmak için iddiaya girdiğinde kırılan dişini, torununun çocuğu Melike'yi, hayat-ı refikası Nimet Teyze'yi ve daha bir sürü şeyi bir demli çayın buğusuna katarak anlattı da anlattı. O anlattıkça içimizi bir sıcak ekmek kokusu kapladı sanki, şöyle kuzineden yeni çıkmış bir somun ekmek... Ekmek gibi, su gibi mütevazı bir yaşam... Öyle güzel anlatıyordu ki telefonu elime almak bile gelmedi aklıma, bunun için fotoğraf ardından çekildi, o namaza giderken, kızı Saime Teyze bize nokul getirmek için bahçeden içeri girerken... İnsanların birbirini tanıdığı, komşuları evde yokken onların tarlalarını suladığı, pişen bir kap yemeğin dahi paylaşıldığı yerler varmış, iyi ki de varmış. Allah ömürlerine bereket versin.. 🌿
Güzellikler biriktireceğiniz, 'çınar gölgelerini israf etmeyeceğiniz' , çocuk mutluluklarında, sohbetlerin en güzellerinde buluşacağınız hayırlı bayramlarınız olsun. 🐏🍬 Allah'a emanet. 🌿
Reklam
Dilaver Cebeci - Sitare
Âh, arka fondaki müziği mi sevsem, şiiri mi Sitâre? -İkisini de. youtube.com/watch?v=ZNLA4ED...
"Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır." Orhan Kemal
Bir Filmin Ardından: Cennetin Çocukları
Bu satırları yazarken gözlerimde filmin nemi, penceremden içeri sızan çocukların sesi eşlik ediyor bana. Hâlâ mahallesinden çocuk sesleri sızan bir yerde oturuyorum şükürler olsun ki. Çocuk, insanlığın en masum, en saf halidir. Yalansızdırlar, gülüşleri cennetlik, bakışları güzellik. Yüzlerindeki sokak çamuruyla, futbol oynamaktan terlemiş
Alıntıdır...
Tolstoy’ un " İnsan Ne İle Yaşar " adlı kitabında, çiftçi Pahom’ un hazin ve ibretlik öyküsü yer alır. Sıradan kendi halinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır. Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir. Gerçekten
Süheyl Ünver
"Ben bu kalbimde ilahî, başka sultân istemem Dilrûbâsın tende cânım, başka bir cân istemem Yok muhakkak kalmadı bende vücud-u ârizî Her umurum sende câri, başka ünvân istemem. "
Reklam
"Korkma” dedi. “Kimse aşktan ölmez. O işler sadece masallardadır. Bir de romanlarla filmlerde. Hangi ateş sonsuza kadar yanmış ki? Biraz tüter sonra sönersin." Mücella.