Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezoyolay Yalçın

Örneğin birçok Rönesans düşünürü ve tıp adamı için kadınların rahimleri onları histeriye çok daha fazla yatkın olmalarının nedeniydi. Rahim sahibi olmak yalnızca kadınların muhakeme yeteneğinin daha zayıf olmasına yol açmakla kalmıyor aynı zamanda kin, korku ve öfke gibi duygularının daha şiddetli olmasını da getiriyordu. Kadınların fizyolojik ve psikolojik zaafları -"kadının narin zayıflığı"- ve bundan kaynaklanan "zihinsel ve duygusal zayıflıkları" onları kamu yaşamından, sorumluluklarından dışlanmalarının ve ahlaki olarak kendilerini gerçekleştirme olanağından yoksun kılınmalarının meşru gerekçesini oluşturuyordu.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Augustinus'un anlatımında kadın toplumdaki araçsal konumu ortaya koyan üç yönüyle ele alınır. Baştan çıkarıcı olarak kadın, şeytanın kötülük planlarının aracıdır; zevce olarak kadın, ailenin düzenini korumakla görevli kocanın aracıdır; ve anne olarak kadın, Tarnı'nın yaratıcılığının aracıdır. Hangi amaca hizmet ettiğine bakılarak kadın ya lanetlenir ya da yüceltilir.
Sayfa 154Kitabı okudu
Hristiyanlığın bekarete ve cinsellikten kaçınmaya verdiği değer, kadınlar için varolan rol kalıplarının dışında bazı olanaklar getirse bile, bedeni ve cinselliği olumsuzlayan geleneksel ahlakı onaylamakla kalmadı bunun pekişmesine de hizmet etti. Cinselliğin utanç verici bir şey olduğu fikrinin tüm yükü giderek kadın bedenine aktarıldı ve kadının aşağı statüsünün meşru gerekçesi sayılarak Hristiyanlık sonrası Batı düşüncesinin egemen kalıplarından biri haline getirildi.
Sayfa 118Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Birçok yazar Hristiyanlığın eşitsizlikçi düşüncelere doğru geçirdiği evrimi Yahudi geleneğine ve Aziz Paulus'un düzen taraftarı fikirlerine bağlasa bile aslında Hristiyanlık başından itibaren bağrında çelişkiler taşıyordu ve radikal olmaktan çok reformcu bir din olarak kendini göstermişti. Paulus'un Romalılar'a Mektup'undaki ünlü sözlerinde -"Herkes üzerindeki hükümetlere tabi olsun, çünkü Allah tarafından olmayan hükümet yoktur"- ifadesini bulan, düzene boyun eğme ve kölelik kurumuyla da uzlaşmanın yanı sıra, cinsiyet ayrımı konusunda da Hristiyanlık bazen radikal, bazen reformcu ve uzlaşmacı, çoğu zaman da çelişkili bir tutum benimsedi. Ve özellikle İsa'dan sonra dinin kurumlaşmasıyla birlikte "baştan çıkarıcı Havva" imgesi kilisenin cinsiyetçiliği sürdürüp derinleştirmede kullandığı en önemli silah oldu. Ancak İsa'nın sadık ve fedakar zevce rolü ile baştan çıkarıcı Havva imgesi arasında sıkışıp kalmış kadınlara gerçekten yeni bir şey sunduğu açıktı: Bekaretini muhafaza edip kendini tanrıya adamak, yani İsa'nın nişanlısı olmak. Böylece kadınlar var olan ataerkil düzenin onları yalnızca birer biyolojik varlığa indirgemesine karşı çıkarak bunu aşan, hatta olumsuzlayan bir iç değerlilik iddiasında bulunma hakkına ve gene bu bağlamda belli bir özerkliğe kavuşabiliyorlardı.
Sayfa 111Kitabı okudu
Başlangıçta Yahudiliğin bir türevi olarak Roma İmparatorluğu'nun egemen olduğu topraklarda doğan Hristiyanlık, özellikle köleler ve kadınlar arasında yayıldı. Katharine Moore, kadınlara Hristiyanlık'ta çekici gelen yanın bireye saygı olduğunu söylemektedir. İsa'nın öğretisi bireye doğru dürüst değer vermeye, hele kadınlar ve köleler söz konusu olduğunda böyle bir kavramı hiç tanımayan bir dünyada "kadın-erkek, kul-azatlı" tanımaksızın herkesin değerli olduğunu vazediyordu. Ancak Hristiyanlığın içinde doğduğu ve yayıldığı dünya öylesine hiyerarşik bir yapıdaydı ki herkesin, kim olursa olsun, sırf insan olduğu için değerli olduğu fikri bu yeni inancın belki de özünü oluşturduğu halde kendi içinde bile hiçbir zaman tam bir kabul görmedi. Hele kilisenin iyiden iyiye kurumlaşmasıyla birlikte var olan eşitsizlikleri kabullenme ve onaylama yönü ağır basmaya başladı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Yahudilikte Kadınlara Bakış
Yahudiliğin kadınlara ilişkin anlayışı açısından son derece önemli bir nokta, Musa'nın "On Emri" arasında "tecavüz etmeyeceksin" şeklinde bir hükmün yer almamasıdır. Sina Dağı'nda Musa'ya indirilen emirler arasında zina etmeyi ve komşunun karısına göz dikmeyi yasaklayanlar vardır ama erkeğin kadına tecavüz etmesini yasaklayan bir emir yoktur! Tecavüze uğrayan evli kadın, erkek ile aynı derecede suçlu sayılır ve taşlanarak öldürülür. Eğer erkek bir bakireye tecavüz etmiş ve bu olay kent duvarları içinde gerçekleşmişse o zaman kız da erkekle birlikte taşlanıp öldürülür. Olay kent duvarları dışında olmuşsa bu kez erkek babaya belli bir para ödemek ve kızla evlenmek zorundaydı.
Sayfa 107 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Kutsal Kitap'taki yaratılış öyküsüne Sümer yaratılış efsanesinin birçok öğesi ya olduğu gibi ya da dönüştürülerek dahil edilmiştir; bu dinsel düşünüşteki sürekliliklerin ve eski biçimlerin, yeni ataerkil içeriklerle donatılarak yeni toplumsal ilişkilere uygun hale getirilmesinin bir örneğidir. Bu Sümer öğeleri arasında yasak meyvenin yenmesi, hayat ağacı kavramı ve tufan anlatısı vardır.
Ad verme güçlü bir eylem, bir egemenlik simgesidir. Yaratılış öyküsünde Adem "cennetten kovulma" gerçekleştikten sonra kadını Havva olarak yeniden adlandırır. Adlandırma tanrısal gücüne erkeğin sahip olduğu fikrinin sürekli yinelendiği Kutsal Kitap'taki en güçlü metaforlar, Adem'in kaburgasından kadının yaratılışı ve insanlığın düşüşüne yol açan baştan çıkarıcı Havva imgesidir.
Sayfa 63 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Ana Tanrıça'nın çeşitli özellikleri birbirinden koparılır ve farklı tanrıçalara, giderek de tek bir erkek tanrıya sonra da gene erkek bir tanrı kavramına aktarılır. Bu dönüşüm, Ana Tanrıça'ya tapınılan toplumlarda ekonomik ve toplumsal ilişkilerle birlikte cinsiyet ilişkilerinde de meydana gelen değişikliklerle yakından ilgilidir ve giderek güçlenen erkek üstünlüğünün ve buna paralel olarak kadınların statü kaybetmesinin ideolojik alandaki göstergelerinden biridir.
Sayfa 58 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bu süreç içinde üstünlüğünü yitirmekle kalmayıp aynı zamanda çoğunlukla evcilleşerek baş tanrının karısı rolüne giren Ana Tanrıça gene de esrarlı bir biçimde kendisine ayrı bir varlık ve kimlik edinerek halk dininde gücünü sürdürmeyi başarır ve çok çeşitli görünümleriyle ona tapılmaya devam edilir. Bu var olan dişil kültürün direnişinin de ifadesidir.
Sayfa 57 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Nitekim İÖ. 3. binyılın başlangıçlarında yaratılış efsanelerinde bir değişiklik göze çarpmaya başlar. Ana Tanrıça artık tanrılar panteonunun başındaki yerinde görünmez olur. Bu önemli değişiklik daha önce değindiğimiz gibi güçlü kralların yönetiminde arkaik devletlerin ortaya çıktığı döneme rastlar. Tanrıça yerini genellikle fırtına ya da yıldırım tanrısı olan bir erkek tanrıya bırakır. O da giderek daha fazla yeryüzündeki tanrıya benzemeye başlar.
Sayfa 56 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Ana Tanrıça figürünün kayboluşu
İlk devletlerin ortaya çıkmasına eşlik eden ya da bu olguyu izleyen dinsel inanç ve mitoslardaki değişmenin genel örüntüsüne göz atacak olursak, önce Ana Tanrıça figürünün öneminin azalıp yanındaki eşin/oğulun öneminin arttığını, sonra da bu erkek eşin kendi egemenliğini kurduğunu, daha sonra bu erkek tanrının fırtına tanrısıyla birleşip kaynaşarak bir tanrılar ve tanrıçalar panteonuna başkanlık eden Yaratıcı- Tanrı'ya dönüştüğünü görürüz. Bu aşamada hala yaşamı yaratan ve ölüme egemen olan Ana Tanrıça'dır ancak soyun üretilmesi sürecinde erkeğin işlevi artık daha açıktır.
Sayfa 56 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Ana Tanrıça miti
Bu "Toprak Ana", yaşamı tek başına yaratma gücüne sahiptir.; bir bütün oluşturan kozmos üzerinde egemendir. Evrenin birliğinin yanı sıra, yaşam ile ölümü tek başına simgeleyen ve yaşamla ölümün aynı sürecin iki yüzü olduğu düşüncesini kendinde cisimleştiren de odur.
Sayfa 52 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Kadınların ana olarak kutsallığı paleolitik dönemde de bilinmekle birlikte, tarımın bulunması bunu önemli ölçüde arttırmış olmalıdır. Artık toprağın verimliliği kadının doğurganlığına bağlanmaktadır.
Sayfa 52 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Kadınların yiyecek üretimindeki rollerinin azalması bizatihi statülerinin düşmesine yol açıyor.
Sayfa 42 - Metis YayınlarıKitabı okudu
151 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.