Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ezgi’

Ezgi’
@ezqiwy
3 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Reklam
“… ta ki bir erkekle karşılaşıncaya kadar, bilmediği bir duygu dayanılmaz bir biçimde onu bu erkeğe çeker, tüm ümitlerini ona bağlar, etrafındaki dünyayı unutur, ondan başka hiçbir şey duymaz, görmez, hissetmez, yalnızca onu özler, yalnızca onu. Boş eğlencelerle vakit geçiren hercai bir kız olmadığından arzusu onu doğrudan amacına odaklar, eksikliğini duyduğu mutluluğun tümüne sonsuz bağla ulaşmak, özlemini duyduğu tüm sevinçlerin hepsini birden tatmak ister. Tüm ümitlerinin gerçekleşeceği teminatını veren birçok vaat, dayanılmaz arzularını çoğaltan cesaretli okşamalar tümüyle ruhunu sarsar; bulanık bir mantıkla, tüm sevinçlerin önsezisiyle ruhu dalgalanır ve heyecanı doruğa çıkar, tüm arzularını kucaklasın diye kollarını açtığı anda sevgilisi onu terk eder. Donakalır, uçurumun başında hiçbir şey hissetmeden durur; etrafındaki her şey karanlığa bürünür, ne bir ümit, ne bir avuntu, ne de bir sezgi vardır! Çünkü yaşadığını hissettiği an, erkek onu terk etmiştir, önündeki geniş dünyayı görmez, kaybettiğinin yerine geçebilecek birçok şeyi görmez, kendini yalnız hisseder, onu bütün dünyaya terk etmiştir, yüreğindeki büyük boşluk yüzünden köşeye sıkışmış halde, kör gibi tüm dertlerine etrafını saran ölümle son versin diye uçuruma atlar.”
Sayfa 47
“Bu mutsuzluğun mezardan başka bir sonu olduğunu sanmıyorum.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hiçbir yerde peşimi bırakmayan içimdeki huzursuzluk nedeniyle mi acaba içinde bulunduğum durumun değişmesini arzuluyorum?”
“Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?”
Reklam
“İnsan doğası,” diye sürdürdüm konuşmamı, “sınırlı: Sevinç, üzüntü, acıya belli bir dereceye kadar katlanabiliyor ve bunun üstüne çıkınca mahvoluyor. Burada sorun birinin zayıf ya da güçlü olması değil, ister psikolojik, ister fiziksel olsun, duyduğu üzüntünün miktarına tahammül edebilmesi ya da edememesi. Bana göre, yüksek ateşten ölen birine korkak demek ne kadar uygunsuzsa, yaşamına son veren biri korkaktır demek de o kadar tuhaf.”
Sayfa 46
“Ben ne öncesinde ne de sonrasında o anki kadar büyük bir şaşkınlık ve öfke dolu bir güçsüzlük yaşamıştım, çünkü ben cesaret isteyen her şeyi yapmaya hazırdım; hayatımda biriktirdiğim, yığdığım, bir araya getirdiğim ne varsa her şeyi bir anda sokağa atmaya hazırdım, ama birden önümde bir saçmalık duvarı, tutkumun kendinden geçmiş halde tosladığı bir duvar buldum.”
Sayfa 60
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.