Manguel’i ilk okuyuşum. Açıkçası hepimizin iyi bildiği fiktif karakterler hakkında birkaç ilginç anekdot okuyacağımı düşünüp çerezlik niyetine almıştım. Bunun yerine bir kısmı bildiğim ama çoğu bilmediğim ya da üstünde durmadığım karakterlerin kültür ve yaşam içinde edindikleri yerlere dair hiç düşünmediğim ya da düşünemeyeceğim yorumlamalarla karşılaştım, iyi de oldu.
Kitap, edebiyattan popüler kültüre, dinden mitolojiye otuz küsür karaktere dair incelemeler içeriyor. Sadece Kaptan Nemo, Alice, Dracula, Süpermen gibi esas oğlan/kızları değil, Heidi’nin dedesi, Moby Dick’in Queequeg’i, Mösyö Bovary gibi daha yan karakterleri de bulmak güzeldi. Genel olarak arka kapak yazısında dediği gibi karakterlerin “…can buldukları kitap ve efsanelerden dışarıya taşıp başka kılıklarda yaşamayı nasıl sürdürdüklerini…” yazarın sizi içine çeken dilinden okuyorsunuz.
Karakterlerin çoğunu tanımıyorum, bir kısmını ise kulak dolgunluğundan biliyorum. Ama
tanıdıklarım hakkında da ne kadar az düşündüğümü gördüm bir yandan. Kitabın güzel tarafı karakterler hakkında okurken yazarın bağlantı kurduğu başka yazar ve eserlerine dair başka bir açlık oluşturması.
Bunun yanında bir kere okunduktan sonra, bu karakterlerden biriyle ilgili bir kitap okurken onunla ilgili maddeyi açıp göz gezdirmek de tatmin arttırıcı bir etki yaratacaktır.