Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Faik Fehmi

Sevginin ne olduğunu bilmeyen insan, muhatap aldığı şeye beslediği duygunun sevgi olup olmadığını da bilemeyecektir.
Sayfa 26
Reklam
Bugünün insanı bir yönüyle sevilmeyi umursuyor. Bir yönüyle de sevgisine emin olduğu insanlara rest çekebilecek olmanın kibrini yaşıyor. Beğenisini, ilgisini, taltifini beklediği kişiye pür dikkat bakarken, zaten onu seven ona kıymet veren insanları -belki cepte gördüğü için- görmezden geliyor.
Sayfa 15
İnsan, kendini beğenen ama kendini beğenmeyi kendine yakıştıramadığı için bunun bir türlü farkına varamayan insan, hayatındaki hatta dünyadaki sorunların büyük çoğunluğunun kendini beğenmekten kaynaklandığını öğrense...
Sayfa 10

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bize ayna olacak kişiyi bizim seçmemiz, zaten az buçuk görmek istediğimiz şeyi göstermez mi bize?
Sayfa 10
250 syf.
10/10 puan verdi
Bu ay ki sayı bir nefeste uzun ahkâm kesebileceğimiz “SEVGİ” duygusuna farklı bir noktadan bakarak, ahkâmımızın yavan ve klişeliğini okuru incitmeden gözler önüne seriyor. Derginin gençlere yönelik bölümündeki “Eşref ile Esfel” hikayesi çok güzeldi, Filibeli Ahmet Hilmi’nin A’mâk-ı Hayal’i lezzetinde bir tat bıraktı. Yeni sayıyı ve “Tavan Arasında” hikayesinin devamını heyecanla bekliyoruz.
6'dan 66'ya - Sayı 04 (Nisan 2024)
6'dan 66'ya - Sayı 04 (Nisan 2024)6'dan 66'ya Dergisi · ömre sesleniş · 202412 okunma
Reklam
250 syf.
10/10 puan verdi
6'dan 66'ya - Sayı 04 (Nisan 2024)
6'dan 66'ya - Sayı 04 (Nisan 2024)6'dan 66'ya Dergisi
10/10 · 12 okunma
“İnsan, bir şeye bağlanmaya niyetliyse izahların, sebeplerin, mânâların değişmesi bir şeyi değiştirmiyor. Bir şeyden kopmaya niyetliyse de böyle.”
Sayfa 33
“Dostluk, bir vaizin kadim zaman kıssalarından bize aktarılan keramet ehlinin, ehline gösterdiği, yokluğu hissedilen, özlemi duyulan, hep karşıdan beklenip bir türlü karşıdakine bağışlanamayan, mali değeri olsa hiç değilse kırkta birini görebileceğimiz manevi, muallak, müphem bir mefhum. Kahramanlık gibi o da dilde.”
Sayfa 24
“Çağımız, bir yönüyle “dilce susulup bedence konuşulan” diğer yönüyle fiili söze indirgeyen bir çelişki girdabı.”
Sayfa 24
Reklam
“Sen de ağlamışsın, dedim. Güldü. Ben niye böyleyim, demedi. Biz niye böyleyiz, demedi. İnsan niye böyle, demedi. Dünya niye böyle, demedi. Bu sessizlik beni yordu. Çocuk öfkemin gözlerine baktım. Gözlerinde, daha önce hiç görmediğim bir kayıtsızlık vardı. Büyümüşsün... diyemedim.”
Sayfa 18
“Bilmek değil, bilmenin ne olduğunu bilmemek bizi hakikatten alıkoyuyor.”
Sayfa 12
40 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu ayın konusu okurun “iğneyi kendine batırması” için güzel bir sayıydı. Günlük hayatımızda belki de en fazla yaşadığımız duygulardan biri “öfke”. “Teknik bir arıza” kısmındaki ihtiyarın öfkeli mizacıdan ve üçüncü sayıyla artık evimizin küçük çocuğu gibi olan Mert’in minik öfkesine kadar, dergi münhasır yaklaşımıyla tüm yaş gruplarına kendi dilllerinden sesleniyor.Yirmi yedi yıl önce toplumun bir güruhunun sefihane öfkesini güzel bir anlatımla göz önüne seriyor. Bizimle beraber hissedenlerin olduğunu hissetmek, hayatın sıradanlığının duvarlarına yumruk indiriyor.
6’dan 66’ya - Sayı 03 (Mart 2024)
6’dan 66’ya - Sayı 03 (Mart 2024)6'dan 66'ya Dergisi · 012 okunma
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.