Fanatizm, bağnazlık, yobazlık...
İnsan hayatının mutlu olmak için temel şartı herhangi bir düşünceye veya duyguya bağlanmak, kendini ona adamaktan geçer. O kişi fanatiktir. Aklına en ufak bir şüphe geliyorsa, acaba diyorsa o kişi artık fanatik değildir. Evet kişinin fanatik olup olmamasını belirleyen şey bir çay kaşığı şüphe sadece. Fanatizm. Kulağa kaba gelmiyor, kötü bir şey gibi durmuyor değil mi? Peki ya yobazlık, bağnazlık? Küfürden hallice. Evet fanatizm veya bağnazlık, mutluluktur. İtiraz: Hayır ben inanmıyorum, her şeyi biliyorum, her şeye eşit mesafedeyim ve mutluyum. Evet bunu söyleyen kişi bile her şeyi çözdüğü düşüncesine sıkı sıkıya bağlı, o düşüncenin fanatiğidir. Kendi düşüncelerinin kölesi olmuştur. "Yanılıyor muyum, kendimi mi kandırıyorum acaba?" sorusu aklına gelmiyor, gelirse kaybeder çünkü. Şüpheyle yola çıkan her zaman kaybeder. Kazanmanın birinci koşulu yobaz olmaktır. Biz kaybettik.
Fanatiklik, bağnazlık ve saplantı derecesinde bağlılık, aklı ve zekâyı eksiltiyor. Daha trajik olanı, zeki bir insanı normal bir insana göre daha gülünç ve acınası duruma düşürüyor.