Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitaptan aldığım notlar: •Dünyevîleşen insan, fâni olanı bâki gibi görür; dili ile ikrar etse de hâliyle cennete dönme idealinden vazgeçer, nefsini şehvet cennetinde yaşatma iradesine râm olur. •Dünyevîleşme nefse iyi ve güzel gelen her şeyi dünyada yaşama arzusu, uhrevîlik ise dünyada ahiret için yaşama iradesidir. •İnsan bedeni topraktan, ruhu
Dünyevileşme Her Yerden Aşk Kalpten Vurur
Dünyevileşme Her Yerden Aşk Kalpten Vururİhsan Şenocak · Hüküm Kitap · 2020385 okunma
"Şeftali ağacı sence aşk nedir?" "Aşk, küçük bir kız çocuğunun, çok sevdiği ayakkabısı ayağını acıtıp yara yapmasına rağmen onu giymekten vazgeçmemesidir evlat." "O zaman aşk, acıtan bir şey olmalı değil mi?" "Yalnızca gerçek aşk acıtmaz evlat." "Gerçek aşk nedir şeftali ağacı?" "Gerçek aşk, acı çektiğinde seni Yaradan'a yaklaştırandır." "Gerçek aşkta da canımız acıyacaksa nereden anlayacağız onu bulduğumuzu?" "Fani aşk için acı çekenin yüreği yanar, sevgiliye koşar; gerçek aşk için acı çekenlerin ruhu yanar, yakana amenna deyip sevginin sahibine koşar."
Reklam
“İnsanın varlaşma hamlesinden ebedîlik hayali ve neşesi doğar. Bu özleyiş bütün cesaretini imkândan almaktadır. İnsan mümkün olmayan şeyi istemek için kendini yormaz ve paralamaz. Kendi fâni ve geçici benliğinin üstüne sıçramak, kendi kendini aşmak için yaptığı bütün fedakârlıklar (her türlü aşk ve kahramanlık), varlaşma hamlesinin devamıdır. Söylemeğe hacet yok ki, bu bir ruh hamlesi ve hareket halinde bir ebedîlik prensibidir. “İnsanın yoklaşma hamlesinden fânilik ve geçicilik duygusuyle birlikte onun büyük sıkıntısı doğar. İnsan bu sıkıntıya en büyük felâketlere karşı mücadeleyi tercih edebilir, çünkü bu çarpışma insanda varlaşma hamlesini kırbaçlar ve onu yoklaşma hamlesinin korkunç sezgisi içinde bunalmaktan kurtarır.
İşte dünya süslü bir menzildir. Her birimizin hayatı, bir endam âyinesidir. Şu dünyadan her birimize birer dünya var, birer âlemimiz var. Fakat direği, merkezi, kapısı, hayatımızdır. Belki o hususi dünyamız ve âlemimiz, bir sahifedir. Hayatımız bir kalem, onunla sahife-i a'malimize geçecek çok şeyler yazılıyor. Eğer dünyamızı sevdikse sonra gördük ki dünyamız hayatımız üstünde bina edildiği için hayatımız gibi zâil, fâni, kararsızdır, hissedip bildik. Ona ait muhabbetimiz, o hususi dünyamız âyine olduğu ve temsil ettiği güzel nukuş‑u esma-i İlahiyeye döner; ondan, cilve-i esmaya intikal eder. Hem o hususi dünyamız, âhiret ve cennetin muvakkat bir fidanlığı olduğunu derk edip ona karşı şedit hırs ve talep ve muhabbet gibi hissiyatımızı onun neticesi ve semeresi ve sümbülü olan uhrevî fevaidine çevirsek o vakit o mecazî aşk, hakiki aşka inkılab eder. Risale-i Nur-İman ve Küfür Muv./155
Çevremizi saran hava mı zaman? Yoksa üstümüzde esen rüzgar mı? Dert mi yoksa derde deva mı zaman? Nedir, ne değildir bir bilen var mı? İlk demişler, son demişler Harcamışlar, dün demişler. Sıra sıra gün demişler.
Hakikî âşıksan, âşık olduğun varlığın fâni olduğunu unutmayacaksın. Oradan bâki ile bağlantı kuracaksın. O zaman gerçek aşk oluyor. Onu da seviyorsun, onu vereni daha çok seviyorsun. Böyle durumlarda aşk devamlı oluyor. Eğer onu evrenden bağımsız olarak, Allah'tan kopuk olarak seviyorsan acı çekersin. O zaman mecazi aşkı yaşarsın. Evren'i döndüren bu duygudur. Burada insanın aşk nesnesini doğru seçebilmesi önemlidir yanlış seçimlerle insanlar akıllarından oluyorlar.
Sayfa 251 - TimaşKitabı okudu
Reklam
usta olsan ne olacak ki; nasıl olsa, aşk bâki, âşık fani değil mi... zaten yolun sonu da belli; 'bir garip ölmüş diyeler. ”
Herşeyi mutlu sonla bitirmek istiyorum ama herşey elime ayağıma dolaşıyor şu fani dünyada ne beni seveni bulabildim nede seveni aşk öyle birşey olmuş ki bütün herkesin azında sakız olup dolaşıyor yapmayın güzel insanlar kendinize gelin artık kimse kimseye kandırmasın aşk diye bir şey yok olan tek şey güven sayı sevgi yeter artık yoruldum dünya yalanlarından 😔😔😔 (Sinan)
Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimî bir azap ve elemde bırakır veyahut o mecazî mahbub, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için bâki bir mahbubu arattırır; aşk-ı mecazî, aşk-ı hakikiye inkılab eder.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fani mahbublara müteveccih olduğu vakit ya o aşk kendi sahibini daimi bir azab ve elemle bırakır veyahut o mecazi mahbub, o şiddetli muhabbetin fiyatına değmediği için baki bir mahbubu arattırır; aşk- mecazi, aşk-ı hakikiye inkilab eder.
Sahip olduğu dünyalıklarla müftehir olan insan, dünyevîleştikçe siyasette Firavun, iktisatta Kârûn, ilimde Bel'am sûretleri icad eder. Her şeyi yaratan Allah Azze ve Celle'yi bırakıp yaratanlara kul olur; aklı karışır, ruhu sarhoş olur, fani olanı bâkî gibi görür; diliyle ikrar etse de haliyle cennete dönme idealinden vazgeçer, nefsini şehvet cennetinde yaşatma iradesine râm olur.
Fizikte bir kaide vardır: Artı artıyı, eksi eksiyi iter. Zıt kutuplar birbirini çeker. Karı kocadan biri fani olursa, o evde geçim olur. İkisi de diri ise, o evde geçim olmaz. Peki, ikisi de fani ise ne olur? O evde ilahi aşk başlar.
Sayfa 100Kitabı okudu
Kendisini altın sanan her fani, akibetinin toprak olacağını unutmasın.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.