472 syf.
·
Not rated
·
Read in 122 days
“…Şark’ın ve Garp’ın asla birbirinden bağımsız ortaya çıkmadığını, daima iç içe geçmiş halde, birbirlerinde mevcut oldukları ve bu sözcüklerin -Şark, Garp- işaret ettikleri erişilemez yönlerden başka bir bulgusal değeri olmadığı sonucuna varırdı.” . Mathias Enard’ın 2015 yılında Goncourt Ödülü almış romanı Pusula… Kitabın baş karakteri ve
Pusula
PusulaMathias Enard · Can Yayınları · 201930 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
“Burkaya giden yolu çador açar. çador, ninelerimizin masum başörtüsü değildir yalnızca. Kafalarımızdaki köprüdür. Örtünmek bir ahlak haline getirildiğinde arkası gelir; karara karara gelir. örtünmenin sonu yoktur. kadınlar kefene kadar örtünmek zorunda kalırlar.” İşte Akhbar bu kadınlar arasında ailesini ve sevgilisini arıyor. Kadınların bedensizliğe mahkum edilmesinin yalnızca kadınların değil kadın imgesini unutan erkeklerin de kaybolmasına yol açtığını keşfediyor. Üstelik kadınları burkaya mahkum edenler Allah kadar görünmez de kılmak istiyorlar her şeyi. Gurbetten sılaya sığınan Akhbar yaşadığı bu yabancılıkla aslında hala gurbeti yaşadığını fark ediyor. Huzur bulmak için bir burkaya sığınmayı bile istiyor. Bir erkek olarak yazarın, kadınların giydiği burkayı bu kadar iyi yorumlayabilmesi bayağı etkileyiciydi. Yazarın dili akıcı kolayca okuyacaksınız. NOT: Çador, Çadar ya da Çadur (Farsça: چادر) İran'da kadınlar tarafından giyilen bir çarşaftır.
Çador
ÇadorMurathan Mungan · Metis Yayınları · 20201,266 okunma
Reklam
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 hours
Eserin adı olan 'Şahmerdan' kelimesi, bu çağın gençleri olarak biz için alışılmadık bir kelime olsa da dönem içinde kullanılan bir kelimedir. Şahmerdan kelimesi deniz terminolojisine ait bir kelimedir. ‘Şahmerdan’ kelimesi, Farsça’ dan dilimize yerlermiş olup, Farsça İran veya Afgan hükümdarlarına verilen bir unvan olan ‘şah’ ve erkekler anlamına gelen ‘merdān’ türemiştir. Türkçede ise; vurucu ağırlığın, mekanik olarak yükselmesi ve düşmesi sonucu dövme işlemi yapan makine anlamında kullanılmaktadır. Hem kitap hem de hikâye olarak seçilmesinde denizcileri anlatan bu eserde; şahmerdanın denizlerde vurucu ağırlığı için o zamanın teknik gereksinimlerince insan gücüne ihtiyaç duyulmasıdır. Ayrıca, hikâyenin etrafında döndüğü ana materyalde şahmerdandır. Diğer taraftan; şahmerdan, denizcilerin zorlu hayatını yansıtan bir metafor olarak da telakki edilebilir. Bunun için, zannımca hikâyenin adı olarak tercih edilmiştir. Bu anlamda; hem kitabın adı hem söz konusu kitabın başlangıç hikayesine adı veren ‘Şahmerdan’ kelimesi Sait Faik gibi deniz emekçisini anlatan, doğdu yerin ismiyle bir tevaffuk içinde olan adalı bir sanatçı bakımından şaşırtıcı tercih değildir. Bu eser adı tercihi de bu durumun bir yansımasıdır.
Şahmerdan
ŞahmerdanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20131,834 okunma
·
Not rated
Kör mü baykuş?
İran Edebiyatı'nın en önemli yazarlarından, çağdaş Farsça öykünün öncülerinden Sadık Hidayet'in en dikkat çeken eseri olup özgün konusu ve anlatımıyla dikkat çeker. Kitap ismini kahramanın bir gece tarısı duvardaki gölgesine bakıp baykuşa benzetmesinden alır. Gölge ve kahramanın kendilerini tanımak için kurduğu bir sohbet üzerinden ilerler. Zaman zaman kahramanın hayatının farklı bölümlerinden kesitlerle karşılaşırız. Ben açıkçası kitabın kurgusu konusunda çok yorulduğumu itiraf etmeliyim. Okurken olayın içine asla girememiştim. Bence kurguda açıklanmayan ve gizemli kalan bir şeyler olduğu için hikaye tam sarmıyor. Ama edebi olarak kesinlikle değerli bir metin.
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202128.4k okunma
252 syf.
·
Not rated
XIII.-XIV. yüzyıl Moğol tarihi hakkında bilgi veren Arapça (İbn el-Esir, Rükneddin Baybars, el-Mufaddal, Nüveyrî vb.), Farsça (Reşidüddin Fazlullah, Ata Melik Cüveynî, Vassaf vb.), Çince (Yüan-shih, Chao-hung vb.), Latince (Plano Carpini, Wilhelm von Rubruck, Marco Polo, Pegolotti vb.) ve diğer kaynaklar arasında belki de en önemlisi Moğolların kendi tarihlerini kendilerinin anlattığı Mongyol-un niyuca tobciyan (Moğolların Gizli Tarihçesi) olarak bilinen eserdir. Sözkonusu eser, Moğol tarihinin en eski kaynağı olup, Büyük Kurultay'ın 1240 yılının yedinci ayında Kerülen Nehri kıyısında toplandığı sırada yazılıp tamamlanmıştır. Bu kaynak eserin Moğolca aslı elimize ulaşmamış olmakla birlikte, Uygur harfli orijinalinin Çince karakterlerle Moğolca yazılmış olan nüshası sayesinde bilim dünyası bu eserden haberdar olmuştur. Edebi bir üslupla ve Uygur harfleriyle, sadece dönemin Moğol Hanedanlığı için yazılan eserin, Hanedan dışında kimse tarafından okunamaması sağlanmıştır. Kitap, çağımızdaki modern devletlerin sürekliliği için hazırlanan, bir nevi kılavuz niteliğinde olan ve bizde adına "Kırmızı Kitap" denilen gizli bir yasa kitabıdır. Moğolların Gizli Tarihçesi ilk kez Moğol araştırmacı Tsen Gun (Dük Tsend) tarafından 1915-1917 yılları arasında "Modern Moğolca"ya aktarılmış ve Türkçe de dahil 30'dan fazla dile çevrilmiştir.
Moğolların Gizli Tarihçesi
Moğolların Gizli TarihçesiMehmet Levent Kaya · Kabalcı Yayınevi · 201166 okunma
336 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 38 days
Pir-i Türkistan
Pir-i Türkistan
Fatih Duman
Fatih Duman
Ve bir Fatih Duman güzelliği daha … Yazarımızın her eseri bir öncekinin üzerine katarak ilerliyor nazarımda . Hayran kalmamak elde değil doğrusu . Fatih Duman eserlerini klasik tasavvuf eserlerinden çok ayrı çok başka bir yere koyduğumu öncelikle belirtmeliyim . Bir çok tasavvuf romanında alıştığımız o ağdalı anlatım , yoğun tasvir , anlaşılması zor arapça ve farsça yoğunluklu kelimeler Fatih Duman romanlarında yoğunlukla mevcut değil , ki bu da çok akıcı ve anlaşılır bir eser önümüze sunuyor . Daha önce hiç tasavvuf okumamış ve biyografi sever yahut merak ederlerin beğenisini kazanacağını düşündüğüm bir yazar mutlaka bir şans verilmeli bence .Ayrıca tasavvuf eserlerinin aksine olay örgüleri oldukça akıcı ve sürükleyici oluyor genelde . Pîr’e gelecek olursam bir yanda romanımızın baş karakteri Hoca Ahmed Yesevi’ nin hayatı ve tasavvuf yolculuğu ele alınırken çaprazlama bir olay akışı içerisinde romanı ilerleten yazarımız , yan karakter olan Musa Barlas’la da aslında daha önce tasavvufa realite ile yaklaşan biz okurun tepkisini ve cevabını vererek ilerliyor . Bu bağlamda eserleri noktaladığımız zaman aklımızda esere dair en ufak bir soru işareti dahi kalmıyor .
Pir-i Türkistan
Pir-i TürkistanFatih Duman · Nesil Yayınları · 20131,565 okunma
Reklam
160 syf.
10/10 puan verdi
İran, Turan, Rum, Mağrib, Şam, Mısır, Irak-ı Acem, Irak-ı Arap, Mâzenderân, Giylân, Şirvan, Azerbaycan, Fars, Horasan, Deşt-i Ceta, Deşt-i Kıpçak, Harezm, Hotan, Kâbilistan, Bahtarzemin, Hindistan diyarlarında hüküm süren Sahipkıran Emîr Timur Muhammed (Tarağay Bahadıroğlu); Tüzükat-ı Timur'un ilk yarısında Melfûzât başlığı altında kengeşlerle (istişare, konsey) kısaca hayatını ve seferlerini anlatıyor. Cengiz Han soyu 'Tuğluk Timur Han' ve oğlu 'İlyas Hoca' ile başlayıp, Rum topraklarının sahibi Bayezid'i (Kayzer ?) yendiği Angürya (Ankara) Savaşı ile son buluyor. İkinci yarıda Tüzükât ile emirzadelere devlet yönetimi hakkında yol gösteriyor; sipahilerin sağlanması, ücret taksimi, terfisi, oğul/torun/akraba/emir/vezirlere yönelik siyaset tüzüğü, davul/bayrak/silah/levazımat tüzüğü, dost ve düşmana muamele, mülk fethetme ve cihangir olma, emirlik, valilik, sipahi ve raiyeye dair her şey, cenk, muharebe meydanına girme, saf düzenleme ve leşker kırma tüzüğü dahil niceleri yer alıyor. Bir döneme dair dönemin birinci ve en önemli ağzından yazılan bu eser büyük etkiye haiz ancak aslının mevcudiyeti bilinmiyor. Ankara savaşı hakkında yeteri kadar detay yok. Kitabın Çağatayca'dan Farsça'ya, Farsça'dan Fransızca'ya ve oradan dolaylı olarak diğer dillere ve dilimize çevrilmiş olması birtakım eksikliklere sebep olmuş olabilir. Keyifli okumalar.
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı Timur
Timur'un Günlüğü - Tüzükat-ı TimurEmir Timur · İnsan Yayınları · 2020178 okunma
148 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 15 days
Safveti Ziya, Serveti Fünun içerisinde en az eser veren yazar diyebilirim. Biz kendisini aşırı batı hayranlığı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürklü salonlar dahil her yerde verdiği protokol ve adabı muaşeret dersleriyle tanıyoruz. Kendi hayatının da salonlar arasında geçtiğini söylemek mümkün. Aslında, dönemine göre bence çok maharetli ve süslü kelimeli bir öykü anlatıcısı. Teknik açıdan zamansal olarak iyi bir eser olduğunu düşünüyorum. Özellikle kurgu içinde kurguyu fikir edinip esere yansıtmak muazzam iş. Toplumcu olmamak ve taklitçi olmakla eleştirildiği hususunda şöyle bir parantez açabilirim kendi adıma, evet modernite nazireleri var ama bazı yerlerden daha derin dersler çıkarmanın da mümkün olduğu bir eser. Çeviri veya batı edebiyatından izler taşıyor. Aynı cümlede hem Farsça, Arapça hem de Fransızca kökenli kelimeler ile karşılaşabiliyoruz. Sebebinin şöyle olduğunu düşünüyorum; dönem içerisinde dili ve işlerliğini denetleyen bir kurum yok, çeviri eser sayısı az olduğundan batı kökenli kelimeler olduğu gibi kullanılabiliyor. Çünkü örnek yok veya dönüşüm tercih edilmiyor. Bunun, hem divan hem de batı edebiyatı etkisiyle dilimizi arılıktan çıkardığını düşünüyorum. Ben daha toplumcu ve en nihayetinde milli unsur sevdalı eser sevdiğimden kendimi bulamadım. Döneme farklı bir yerden bakmak adına okunabilecek bir eser. Bu eser ve dönemsel bazı eserler için bir çeviri etkisi araştırması yapmak adına, esere daha betimsel bir yerden baktığım doğrudur. Arz ederim. :) #bookstagram #safvetiziya #salonköşelerinde
Salon Köşelerinde
Salon KöşelerindeSafveti Ziya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,172 okunma
510 syf.
·
Not rated
Kitabın konusu
Kitapta Sünni Şii çatışması Selçuklular'ı , Melikşah'ı ve Nizam ül- Mülk 'ü de kapsayacak şekilde anlatılıyor.Olaylar İran civarında 11. yüzyılda gerçekleşiyor. Hasan sabbah kendini peygamber ilan ediyor ve İsmaili öğretisini yayıyor. Bu süreçte kızların huri gibi yetiştirildiği ve erkeklerin ise fedai olarak yetiştirildiği bölgelerdeki olaylara da yer veriliyor. Olaylardaki duygular oldukça iyi işlenmiş ve okuyucunun yorumlanmasına bırakılmış. Kitap okunurken kurgu eser olduğu unutulmamalıdır. İsmaililer tarihte suikastçılar olarak anılır Farsça adı haşhaşin .
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241.8k okunma
8700 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Bedeli Kanla Ödenen Tefsir
Muhteşem..Beğenmek ne kelime bayıldım...Bunu okumayan Tefsir okudum demesin!!! ''İlmî ve fikrî çalışmalarını önceleri daha çok Kur’an’ın edebî i‘câzı üzerinde yoğunlaştıran Seyyid Kutub, daha sonra Kur’ân-ı Kerîm’den ilham alarak hazırladığı makalelerini “Fî Ẓılâli’l-Ḳurʾân” başlığı altında el-Müslimûn dergisinde yayımlamaya başlamış,
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)
Fi Zilal-il Kur'an (16 Cilt Takım)Seyyid Kutub · Miraç Yayınları · 2021227 okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.