"Acı, kendi miktarınca mutluluğu içinde saklar. Kalpteki her ferahlık, önceden çekilmiş bir sıkıntının sonucudur."
Sayfa 140Kitabı okudu
"Musibetler ve hastalıklar, tatları itici şifalardır. Sabır kelimesiyle 'Sabir otu' aynı kökten gelen kelimelerdir. Tıpta ve ilaç sanayiinde kullanılan sabir otu, zehir gibi acıdır. İşte sabır, bu sabir otunu yutmak gibidir. Başlangıcı itibariyle acı olsa da neticesi daima tatlı olacaktır. Şifa insanın kendi hastalıklarında, derman kendi musibetlerinde gizlidir."
Sayfa 135Kitabı okudu
Icarus'un dediği gibi; "Bazen fırtınalar iyi gelir insana. Tekneyi biraz yıpratır ama güvertende hiç pislik kalmaz."
Sayfa 133Kitabı okudu
Okur Takip Önerileri
"Dünyevi sıkıntılar, insanın hal ve gidişatını düşünmesine; Rabbiyle irtibatını sorgulamasına yardımcı olan faktörlerdendir. Bu açıdan musibetler birer nimet, musibetzedeler de nimete ermiş insanlardır."
Sayfa 131Kitabı okudu
Tanpınar'ın Huzur'da söylediği gibi, "Kim bilir? Bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında durduğumuz içindir."
Sayfa 107Kitabı okudu
"Genel olarak herkes aynı kâinatın içinde olsa da, özel olarak, hiç kimse bir başkasının kâinatı içerisinde yer tutamaz. Herkes kendi kâinatının başrol oyuncusudur."
Sayfa 75Kitabı okudu
"Bazen detaya bakan çirkin, bütüne bakan güzellik görür, bazen de tamamına bakan çirkinlik, detayına inen güzellik görür. İnsana düşen ne zaman detaylara odaklanacağını, ne zaman olaylara dışından bakacağını doğru belirlemektir."
Sayfa 64Kitabı okudu
"Hayat çözülmesi gereken bir sorun değil, deneyimlenmesi gereken bir gerçekliktir."
-Kierkegaard
Sayfa 36Kitabı okudu
"Cahil birinin cahillik etmesinde şaşılacak ne var? O cahil insandan, seni üzen yanlış davranışı beklemediğin için suç sendedir."
Sayfa 36Kitabı okudu
Kur'an'ı Kerim'de "Allah fesadı sevmez" buyrulur (Bakara,205). Fesadın anlamı bir şeyin doğasını bozmak, onu yerinden etmek, o şeyin tabiatına müdahale etmektir. Hastalık, keder ve hüzünler de insanın doğasıdır. Bunların hiç olmamasını dilemek, insanı tabiatından koparmak istemektir.
Sayfa 35Kitabı okudu
"Katlama tecellisinin yaygınlığını gözleriyle idrak eden insan, yaşadığı musibetlerin uzanıp yayılmış halini değil, katlanmış ve dürülmüş halini algılamaya çalışmalıdır."
Sayfa 31Kitabı okudu
"Maneviyat bize dertlere katlanmayı değil, onları katlamayı önerir. Elbiselerin, örtülerin, eşyaların katlanma özelliği olmasaydı, evlere sığamazdı insan. Demirin ve diğer metallerin katlanma özelliği olmasaydı sanayi oluşmaz ve hayat devam edemezdi. Katlama özelliği kâinatta var olmasaydı, şehirler kurulamaz, binalar yapılamaz, teknoloji oluşamazdı."
Sayfa 31Kitabı okudu
"Bizler peygamber değiliz ancak peygamberleri yaratanla, bizi yaratan aynıdır. İsteklerimizi, hayallerimizi ve düştüğümüz çıkmazları Rabbimizin mutlak kudretine emanet ederek, bize ne imkânlar sunacağını ve hangi imkânsızlıklardan kurtaracağını görmeliyiz."
Sayfa 30Kitabı okudu
Montaigne der ki: "İnsan, etrafında olup bitenlerden daha çok, olup bitenlerle ilgili kendi görüşlerinden etkilenir."
Sayfa 21Kitabı okudu
Hz. Ömer der ki: "İster hoşuma gitsin, ister gitmesin; hangi hal üzere sabahlarsam sabahlayayım benim için fark etmez. Çünkü ben, hayrın hoşuma gidende mi, gitmeyende mi olduğunu bilmiyorum." (İbn-i Kesir)
Sayfa 19Kitabı okudu