Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Damgalı birey, sinmek yerine "el mi yaman ben mi yaman" dercesine hasmane bir tavırla karma temaslara yanaşmaya yeltenebilir ancak bu tutum, ötekilerin bir dizi rahatsız edici karşılık vermesine sebep olabilir. Damgalı bireyin bu iki taktik arasında gelgitler yaşadığı, her an birinden diğerine geçtiği ve böylece olağan yüz yüze
“Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. ‘Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,’ demiş ya…”
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. "Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır."
Aşkının hayal gücüyle onu fazlasıyla kutsallaştırmış, bedensel bir yakınlık kuramayacak ölçüde mukaddes ve ruhani kılmıştı. Onu uzaklaştıran ve kendine imkânsız görünmesini sağlayan, aslında Martin’in kendi aşkıydı. Arzu duyduğu tek şeyden, kendini aşkıyla mahrum etmişti. Sonra bunun önemini kavradı; yüreğinin deli gibi çarpmasıyla birlikte başka âlemlerden inmiş bir ruh olmayan, vişne suyuyla dudakları boyanan herhangi bir kadın olan karşısındaki şu kadınla âşıkların oyununu oynamaya cesaret etti. Kendisi bu düşüncenin cüreti ve küstahlığı karşısında titrerken ruhu şarkılar söylüyor, zafer çığlıkları atan aklı onu rahatlatarak haklı olduğuna ikna etmeye çalışıyordu. Evet, Ruth’un masumiyetine, daha önce Martin’in aklına bile getiremeyeceği ölçüdeki saflığına halel gelmemişti; ama öte yandan vişneler onun da dudaklarını boyuyordu. Kendisi evrenin amansız yasalarına nasıl tabiyse, o da tabiydi. Hayatını sürdürmek için yemek yemesi gerekiyordu; ayaklarını ıslatırsa üşütürdü. Ama asıl mesele bu değildi. Ruth, eğer açlığı ve susuzluğu, sıcağı ve soğuğu hissediyorsa, aşkı da hissedebilir, yani bir adama âşık olabilirdi. Eh, Martin de bir adamdı. Neden o adam olmasındı?
Bütün minnetimiz şerefli Türk askerinedir. <3
Vatanımızın düşmanlarıyla dövüşürseniz, Bu bereketli vatan size fazlasıyla öder bedelini; Karılarınızı korumak için çarpışırsanız, Onlar da muzaffer kocalarını şükranla karşılarlar; Bugün düşman kılıçlarından kurtarırsanız çocuklarınızı, Yarın yaşlılığınızda sizinle ödeşir torunlarınız. Öyleyse Tanrı ve haklı davamız uğruna, Açın sancaklarınızı, çekin kılıçlarınızı!
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
Reklam
Batı Avrupa denen toprak parçası üzerinde dünyanın o güne kadar görmediği bir çeşit uygarlık oluşmuştur. üretimi fazlasıyla çoğaltmakta gecikmeyecek olan ve ileri tekniğe dayanan makine uygarlığı ortaya çıkmıştır. haklı olarak bu uygarlığın ve bu çağın ideolojisini yansıtan Francis Bacon bu konuda şunları söylemiştir: "eskilerin bilmediği çok yakın olmakla birlikte köklerini karanlıkta kalan ve daha çok 3 keşifte kendini açıklıkla gösteren buluşların gücünü etkilerini ve sonuçlarını inceleyelim. yani matbaacılık sanatını, barutu ve pusulayı inceleyelim bunların hepsi dünyanın görünüşünü ve koşullarını toptan değiştirmiştir. birincisi edebiyatta, ikincisi askerlik sanatında, üçüncüsü de denizcilikte değişiklik yapmıştır. bu değişiklikleri sayısız başka değişiklik izlemişti. bu keşifler insanlığın işlerine hiçbir imparatorluğun ve hiçbir varlığın yapamadığı etki yapmış olduğunu söyleyebiliriz."
"Kütüphaneyi gösterdi," Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte...
Mızıldanarak geri çekilmeye çalıştım, dayanılmaz derecede tahrik olmuştum. Sertleşen ucu dişleriyle yakalayarak kıstırdı beni. Başımı eğdim, gözlerimi, emdikçe içeri çöken yanakları­ na perçinledim. Ağzının sıcaklığının içinde, dili meme ucumu yalıyor, güzel boynu her yutkunuşuyla oynuyordu. Kası­ lıp titreyen apışaram ritmik emişlerine
Sayfa 245
435 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.