Anıtkabir inşaatı 1943'te başladı ve 10 yıl sürdü. Ankara caddelerinde gerçekleştirilen ve bir önceki bölümde ayrıntılı bir şekilde anlatılan törenin ardından Anıtkabir 10 Kasım 1953'te resmi olarak açıldı. Ancak, herhangi bir inşaatın başlayabilmesi için önce müsait bir yere ve uygun bir tasarıma ihtiyaç vardı. Anıtkabir için yer
"Anlıyorum gerçekten de..." Kütüphaneyi gösterdi, "Ama bak, yolun sonuna doğru haklı çıktı Dostoyevski. 'Her şeyi fazlasıyla anlamak hastalıktır,' demiş ya... Ben de hastalandım işte.”
Uzun zamandır okumak istediğim, beklentilerimin olduğu bir kitaptı ve gerçekten beklentilerimi karşıladı. Kitabı okurken Necdet'e o kadar üzülüyordum ki sindire sindire okudum. Fazlasıyla yürek burkan fakat bir o kadar da sürükleyici bir romandı. O yüzden bu incelemeyi yaparken biraz geveze olacağım.
Öncelikle Necdet karakteri benim için
Sosyal medyada fazlaca görüp kütüphanede bulduğuma sevindiğim Osamu Dazai’nin intiharından önce yazdığı bu eserini okuduğuma gayet memnun oldum. Anlatımın derinliği ve anlatılanların gerçek hayat hikayesi ile olan bağı beni fazlasıyla etkiledi. Okurken kimi zaman kendimi çok yalnız hissettim, kimi zamanda şükür ki bu kadar yalnız değilim dedim.
Bismillahirrahmanirrahim,
Kitap özlü sözlerden oluşan, bu sözlerin anlamlı ve ince yerlere değdiği hayatımız da, güzel bir kitapdı. Her bir sayfaya bir söz yazılmıştı, sanki o kalan boşluklar kişiye o sözün kendisinde çağrıştırdığı anlamları yazması ve yorumlaması için verilmiş bir fırsat gibiydi, çok hoşuma gitti. Biraz bu incelememde birkaç
Uzun zamandır okurken gururlandığım, gözlerimi dolduran, duygudan duyguya sürükleyen, hele böyle merakımı arttıran, bitirdikten sonra da uzun uzun araştırmalar yaptıran böyle bir kitap okumamıştım. Zaten Nevşehir'i ayrı severim, kitapta da masal şehir olarak bahsedilmiş, bence fazlasıyla haklı. Belki o da bende bir bağ kurdurmuştur bilmiyorum