Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Aşk artık insanlardan fedakârlık, bağlanma veya sadakat gibi duygular talep etmiyor. Aşk artık benimle ilgili. Kendimi bulmam, kendimi gerçekleştirmem, özerklik kazanmam ve kişisel olarak gelişmem için bana lazım olan bir şey. Benliğe bu denli çok eğilmek, onu bunca ölçüsüz kutsamak samimi ilişkilerin altını oyuyor. Yakın ilişkiler endişe yüklü. Her ilişki, bir duygusal ıstırap riskini içinde taşıyor. 'Dikkat et! İncinebilirsin!' diyor kişi kendisine; her ilişki, muhtemel bir infilak."
Onu ele geçmeyecek, sahip olunamayacak, bundan dolayı başka hiçbir kadında bulunamayacak şeyleri için, kokusu, bakışı, gülüşü için seviyordu ve bu koku kalbinin nefesiymiş kadar can yakıcı, bakışı o kadar temiz, gülüşü o derece masumdu ki bu sessiz ve hürmetkâr aşktan, bunlara karşı kalbinde beliren tapınmadan kendini men etmek razı olunacak bir fedakarlık değildi. Onun için, bu bir bakış için hayatlar verilecek pak ve mesut bir ruh özlemi oldu, ona o kadar serbest bir akış verdi.
Sayfa 92 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Aşk, akıl ve mantığın ötesinde, bizi kendimize baş kaldırmaya, kendimizi yadsımaya, gereğinde bir ülkü veya başkası uğruna fedakârlık etmeye çağırır. Bu, insan olma sürecinin en üst aşamasıdır.
Aşk,akıl ve mantığın ötesinde,bir hedef için veya başkaları için bizi kendimizi inkâra ve kendimize başkaldırmaya çağırabilen, gerektiğinde bir ülkü veya başkası uğruna fedakârlık etmeye çağırır.Bu aşamada özgür insan meydana gelir. Bu en yüce insan olma aşamasıdır.
Türk'ün öteden beri kendisinden hiç ayırt etmediği, hatta büyük bir hürmetle göğsüne bastığı Araplar ve Arnavutlar din bağlarını bir tarafa bırakarak milliyet fikrinin propagandacılarına kapılıyorlar ve Türk'ün idaresi altında kalmamak istiyorlardı. Onlara bile güvenilemeyince dışarıda müstakil ve hür bir anavatan bulmuş gibi görünen diğer unsurlardan sadakat nasıl beklenebilirdi? Ve bu tehlike karşısında Türk'ün kendi hayatını kurtarmak tedbirlerini düşünmesinden tabiî ne olabilirdi? İttihat ve Terakki işte Türk'ün bu zor dakikalarda ruhundan kopan bir müdafaa-i nefs hamlesi idi. İttihat ve Terakki paylaşılmak üzere bulunan bir vatanı kurtarmak için milletin içinde vücut bulmuş bir isyan ve fedakârlık mahsulü idi. Kendisini kurtarmak isteyen Türk, İttihat ve Terakki bayrağı altında toplanıyor, mücadele ediyordu.
Sayfa 26
Sürekli olan fedakârlık göreve dönüşür
Aysel sabah işe geldiğinde masasının pis olduğunu fark etti. Çalışanı arayıp masanın silinmesini istemek yerine, eline aldığı bir kolonyalı mendille masasını temizledi. İki gün sonra aynı olay tekrar etti. Aysel yine, talep etmek yerine masayı kendisi sildi. Temizlik elemanı birkaç gün sonra Aysel’e “Aysel Hanım, ben unuttum yine masanızı silmeyi” dedi. Aysel ise “Hiç sorun değil, ben kendim de hallediyorum” dedi. Bir süre sonra, Aysel’in masası neredeyse hiç silinmez oldu.
Reklam
Toplumla, sosyal yaşamla, kültürle ilgili yönlerimiz ait olmayı ifade eden yönlerimizdir: Annemizin dediğini yapmak, komşularımızı küstürmemek, toplumda saygı duyulacak bir meslek seçerek geçim temin etmek, fedakârlık yapmak gibi şeylerin tümü ‘ait olma’ gereksinimimizdir.İstediğimiz için oyun oynamak, eğlenmek, istediğimiz için cinsel ilişkide bulunmak, istediğimiz için kampa gitmek, doğayla ilişki kurmak, hayal kurmak, kısacası kendi özümüz, canımız istediği için yaptığımız şeyler ise ‘birey olma’ gereksinimimizden kaynaklanır.
Cemil Meriç
"Aşk fedakarlık demek. Bir şeyleri feda edemiyorsan, aşk'ın tehlikeye girer."
Sayfa 255 - Alfa Yayınları
Fazla ilgi ve fedakarlık göstermek, birini kontrol etmenin en garanti yoludur sonuçta. Doğru sevebilmek, mesafeye göz yumabilmek ve endişelerle baş edebilmektir.
"... 'Buraya gelmek zorundasın' dedim. Beni babamdan istemeli ve çocuklarımla tanışmalısın." Bir aydan biraz daha uzun bir süre sonra İsmail Brezilya'ya geldi. "Pazardan aldığı ucuz, kırmızı tekerlekli bavuluyla geldi. O çok mutlu, bense çok heyecanlıydım. Hafta sonunu birlikte geçirebilmemiz için çocuklarımı anneme gönderdim. Harikaydı. Normal bir hayat gibiydi. Sürekli beraberdik." Yine de Luciana'nın birtakım endişeleri vardı. "Kendi kendime 'Bu adam Türkiye'den geliyor. Ya Japon yemeklerini sevmiyorsa?' Bu, benim fedakârlık kıstasımdı. Onu en sevdiğim suşi restoranına götürdüm. Hiçbir şey söylemedim veya onu hiçbir şekilde önden hazırlamadım. 'Yemekte çip balık olacak' demedim, mesela! Beyazıt'ta böyle bir şeyin olmadığından emindim. Sadece suşi, saşimi ve diğer sevdiğim yemeklerden sipariş verdim. Yemeklere bayıldı! Sınavımı geçti!"
Sayfa 130
Reklam
" İki kişilik gelecek için 3 kişiden birinin fedakarlık yapması gerekiyordu. "
Sayfa 305Kitabı okudu
... yani düşününce Devlet'in gençlerden yalnızca birkaç yıl burada faydalanmak yerine onları öncelikle başka alanlarda birkaç sene kullanması, ardından istatistik olarak ortalama sayılan yıllar boyunca Fedakârlık Hizmeti'nde faydalı hale getirmesinin çok daha avantajlı olacağını bile söyleyebilirdik.
Sayfa 124 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Fedakârlık Hizmeti için yapılacak mutlu sonlu filmler, propaganda dönemleri için değil arada kalan dönemler için uygundur; olur da insanlar çocuklarının, kardeşlerinin, yoldaşlarının Gönüllü Fedakârlık Hizmeti'nde kaybolduğunu düşünürlerse diye bütün akrabaların ve silah arkadaşlarının sakinleştirilmesi ve mutlu edilmesi için yapılır.
Sayfa 121 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
"Kızım, ceplerinde her zaman ailen için biraz fedakârlık olsun. "
Gerçek sevgi bazen fedakârlık gerektirirdi.
Sayfa 244
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.