Sıkıntılı düşünceler büyüdükçe üzerine atılıp yatıştırıyordum. Unutmaya çalıştım ve kaçtım. Ama Kişi kendi duygularının çeperlerine kadar doldurduğu bir dolabın içinde ne yana kaçabilir. Hesaplarımız ise bu dolabın ufalmasına neden oluyor. Görünüşte zenginleşiyor, yoksul düşüyor unutuluyor veya ün yapıyoruz ne çare. Ölürken daracık dolaplarımızın içinde elimizi hâlâ, dünyanın, çekiştirilmekten çürümüş eteğine yapışmış görürsek ne yaparız?
İşin aslında evlilik, düğün merasiminin etkileyiciliği veya romantik balayı mekânları ile ilgili değil; çiftin ortak yaşamlarındaki uzlaşı ve birbirlerine olan desteği ile değerlenmelidir.
Bugün yaptığımız herhangi bir şeyin yarınımız, gelecek günlerimiz üzerinde bire bir etkisi etkisi var. Her seçimin bir sonucu vardı. Bugün seçtiğimiz yol, yaptığımız tercih sonumuza doğru uzanıyordu.
Tanrı muhakkak ki en mükemmeldir. Kâinatın tüm güzellik numuneleri aslında O'nun varlığını kanıtlamak için hizmet ediyor, O'nun sınırsız kudretini ve ebediyetini tasdikliyor.
Tanrı'ya inanmak, bu eylemi kelimelerle ifade etmenin çok ötesinde bir durum. Bu inancın en büyük ispatı, yine kişinin kendi bilinç ve fiiliyatındadır. Sadece "inanıyorum" diyerek hareketlerimle, inancımla desteklemeden veya dua etmeden iman etmiş olamazdım. Tanrı'nın iradesine tam olarak teslim olmayı arzulamadıkça ve inandığım şey için dimdik ayakta durmadıkça "Tanrı'yı seviyorum" diyemezdim. Eğer "gerçek dini" dini yaşamak istiyorsam bunu göstermeliydim, aksi halde riyakâr olurdum.
En iyisi, bırakalım hâtıralar içimizde konuşacakları saati kendiliklerinden seçsinler. Ancak bu cins uyanış anlarında geçmiş zamanın sesi bir keşif, bir ders, hulâsa günümüzde eklenen bir şey olur.
Bana ne Paris’ten
Newyork’dan Londra’dan
Moskova’dan Pekin’den
Senin yanında
Bütün bu türedi uygarlıklar umurumda mı
Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme