Juniper Tepesi..
Özgür olanlar için kolaydır özgürlüğü tanımlamak. Peki ya özgürlüğü elinden alınmıştır olanlar için nedir özgürlük?
Kendi kararlarını verebilme, hayallerinin peşinden gidebilme ve en önemlisi özgür olabilme..
Memphis, yola çıktığında sadece özgürlüğü ve oğlu için vazgeçti tüm imkanlarından.
Yanında sadece oğlu, arabası ve bavulları vardı, ülkenin bir ucundan diğer ucuna giderken.
Ailesi yoktu.
Oğlunun babası hele hiç yoktu.
Belkide hiç var olmamışlardi.
Sahiplenme duygusu ne demek, o yolu katedip Quincy'e geldiğinde anladı.
Karşısına çıkan adam ve ailesi tarafından kucaklaninca anladı aile kavramını.
Knox Eden.
Bir kere bir oğul kaybetmişti bir daha kaybetse yaşayamazdi. Ama ne kadar uzak dursada, kopamadi onlardan. Memphis ve oğlu ancak yaralarını kanatirdi.
Tabiki aşk onlara tüm imkansızlıklari unutturdu..
Edens serisinin ikinci kitabı Juniper Tepesi, size aile kavramını öğretecek hemde en guzel haliyle. Herşeyini geride bırakıp oğlu için yola çıkan ve The Eloise otelde temizlikçi olarak işe başlayan Memphis, ne kadar aşka kapilarini kapatmış olsada Knox'i gördüğünde, korkuları ile yüzleşip, hayallerini yeniden kurmaya başladı.
Kasaba, aile, aşk, sevgi.
İşte bu kitabın tanımı.
Çok çok severek okudum ki, bazı yerlerde beni aşırı duygandirdi kitap. Bir gün de elimden birakamadan bitirdigim ender kitaplardan biri.
"Tüm bunlar, kucağında çığlık atan bir bebekle, gözyaşları icinde ve bitkin bir halde evimin önüne gelen kadın yüzünden olmuştu. Hayatımı degistiren bir kadın."