Cahil araplar
,yüz yıllık işgalden sonra hâlâ Fransızca konuşamayan, okuması yazması olmayan cahil Arapları anlattıkları düzinelerce mektup yazmışlardı.
Sayfa 14 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Öğrenci ve çocuklarımızda kitap okumak hayal dünyasını geliştirir.
Mesela Denizler Altında Yirmi Bin Fersah'ı o yıllarda okudum ve Kaptan Nemo'ya hayran oldum. Ken- disi Hintli olmasına rağmen İngilizce, Almanca, Fransızca Latinceyi çok rahat konuşabiliyordu. Benim birçok yabancı dili öğrenme hevesimde bu karakterlerin epey etkisi oldu. Daha sonra Esrarengiz Ada'yı okudum. Orada da hayran olduğum mühendis Cyrus Smith vardı.
Reklam
Mayday, Mayday… Fransızca, dedi. M'aidez'den geliyor. Yardım et bana.
Fransızca Bilmek
Zannederim, eğer Deliyseniz ve ölürseniz ve bir Açıklama bekliyorsanız, bunu anlayabilmeniz için önce sizi delilikten kurtarmaları gerekir. Yoksa Deli olmak,sizce, artık diğerleriyle alakası olmayan günümüz dünyasının etrafında bir başka şuur örtüsü mü sadece?
Sayfa 141 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Fransızca Bilmek
Bela olmadığınızdan emin olmanızın tek yolu tabutunuzda yatıyor olmanız, bu yüzden hayatta kalmanın bir yolu olarak Bela olmaya devam etmeye niyetim var.
Sayfa 130 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Harf devriminin bir gece halkı cahil bıraktı iddiası üzerine
Bugün üzerinde konuşulan bir konu , alfabe değişikliğiyle birlikte tüm bir ulusun birdenbire okur yazarlığını yitirmiş olduğu iddiasıdır. Bu iddia, gerici çevrelerin uydurduğu şehir efsaneleri'nin başta gelenlerindendir. Yeni Türkiye'nin, kurulduğu 1923 yılındaki okuryazarlık oranı yüzde 10'un altındaydı. Bu oran, 1935 nüfus sayımı sonuçlarına göre yüzde 19,25'e çıkmıştır. Yani alfabe değişikliği yapıldığında okuryazarlık orarının yüzde 15'in altında olduğunu varsayabiliriz . O dönemde okur yazarlar arasında lise ve üstü eğitim alanların mutlaka bir yabancı dil bildiklerini, bunun da çok büyük oranda Fransızca olduğunu düşünürsek, alfabe değişikliğinden mağdur olanların oranının yüzde 10 un çok altında kaldığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu istatistiksel veriyi farklı bir açıdan yorumlayacak olursak, modern eğitim almış seçkin sınıf mensuplarından mağdur olan olmamış, toplumun ezici bir çoğunluğu için ise günlük yaşamda değişen herhangi bir şey olmamıştır.
Reklam
Bir kere kendi kendime, “Bu büyük adam kimdir?” diye sordum. Bu zannım, bu sualim sebepsiz değildi. Çünkü bu adamın her hal ve tavrını o günlerde Fransızca hocamızdan okuduğum “Büyük Adamların Hayatı” adlı kitapta belirtilen özelliklere tamamıyla uygun buluyordum.
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Hikâye Adı: Bu Büyük Adam Kimdir?Kitabı okuyor
Rilke'nin çalışma temposu harikuladedir. Geceyi gündüze katıp baş döndürücü bir gayretle yazar. Çok defa bir mola vermeye bile yanaşmaz. Bir mektubunda şöyle der: "Masamın başında dikilip duruyorum bütün zaman, başka bir şey yaptığım yok." Edebî tatmine ulaştığı son dönemlerinde dahi Rilke boş durmaz, Fransızcadan çeviriler yapar. Eş zamanlı olarak kendisi de pek çok Fransızca şiir kaleme alır, bunların bazıları 1926 yılında Vergers adıyla yayımlanır." Bir Dipnot: Rilke'nin bu çalışma aşkından ben de nasiplenmiş oldum. 1000K'da sıkı okur olmam sonucunda(çok şükür) ilk defa yeni bir 'konu ismi' oluşturmuş oldum, mutluyum :) O zaman Yaşasın "Çalışma Aşkı!"
Sayfa 6 - Rainer Maria Rilke
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Romanın Hazırlanması ve Yayını Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor. Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.