Aynı odayı paylaşırız. Aynı geleceği, aynı kokuları paylaşız kitaplarla. Dost oldukları söylenir ama aslında aynadır onlar.
İnsanlar 1914’te var olan azıcık gerçekten bile artık utanır olmuştu. Elinizi attığınız her şey düzmeceydi, şeker, uçaklar, sandaletler, reçeller, fotoğraflar; okunan, yutulan, emilen, hayran olunan, beyan edilen, yalanlanan, savunulan her şey, bunların hepsi kindar hayaletlerden, düzmecelerden ve maskaralıklardan ibaretti. Hainler bile sahteydi. Yalan söyleme ve inanma çılgınlığı uyuz kapar gibi kapılıyordu. Lolacığın Fransızca bilgisi birkaç cümleyle sınırlıydı, ama hepsi de vatanperver nitelikliydi: “Onları haklayacağız!..” “Vatan, Millet!..” Hazin bir durumdu bu. Ölümümüzle yakından ilgileniyordu, inatla, pervasızca, başkaları adına cesur olma modası gelir gelmez tüm kadınların yaptığı gibi yapıyordu yani.
Reklam
Çoğu kez yandaki café’lerden birinde buluşurduk. Sayıları gitgide artan, çoğunlukla da hırpani kılıklı gaziler sokaklarda topallamaya başlamışlardı. Onlar için yardım toplanıyordu, bilmem ne “Günleri”, şunlar ya da bunlar yararına ama özellikle de “Günleri” düzenleyenlerin yararına. Yalan söylemek, düzüşmek, ölmek. Başka bir şeye kalkışmak yasaklanmıştı. Hırsla yalan söyleniyordu, düş ötesi, gülünç ve saçmalık ötesi, gazetelerde, afişlerde, havada, karada, denizde. Herkes işin içindeydi. En kuyruklu yalanı kim söyleyecek diye yarışıyorlardı. Kısa süre sonra kentte gerçek diye bir şey kalmadı. İnsanlar 1914’te var olan azıcık gerçekten bile artık utanır olmuştu. Elinizi attığınız her şey düzmeceydi, şeker, uçaklar, sandaletler, reçeller, fotoğraflar; okunan, yutulan, emilen, hayran olunan, beyan edilen, yalanlanan, savunulan her şey, bunların hepsi kindar hayaletlerden, düzmecelerden ve maskaralıklardan ibaretti. Hainler bile sahteydi. Yalan söyleme ve inanma çılgınlığı uyuz kapar gibi kapılıyordu. Lolacığın Fransızca bilgisi birkaç cümleyle sınırlıydı, ama hepsi de vatanperver nitelikliydi: “Onları haklayacağız!..” “Vatan, Millet!..” Hazin bir durumdu bu. Ölümümüzle yakından ilgileniyordu, inatla, pervasızca, başkaları adına cesur olma modası gelir gelmez tüm kadınların yaptığı gibi yapıyordu yani.
Kur'an-ı Kerim'in Arapça öğretilmeden sadece okunmasının öğretilmesini, anlamının bilinmeden öğrenilip okumasını anlamak mümkündür ve her şeye rağmen makul bir yoldur. Ancak yarım asırdan beri halka, İngilizce, Fransızca, İtalyanca veya İspanyolca şarkıların, yine yabancı dillerde operaların niçin dinletildiğini anlamak mümkün değildir.
Barbaros uyumadı. Düşündü. İngilizcedeki "pain" kelimesiyle, Fransızca'daki "pain" kelimesini düşündü. Biri "acı", diğeri "ekmek" demekti. Barbaros bunu sıradan bir tesadüf olarak değerlendirmeyecek kadar sarhoş ve yalnızdı. Acı, insanın hayat tarlasında biçtiği buğdaylardan pişirdiği ekmekti. Dolayısıyla sabah kahvaltısı kadar kaçınılmazdı. Barbaros bir delik, bir çatlak aradı. Çevresini saran acı duvarının diğer tarafına geçebileceği bir anahtar deliği. "Eğer" dedi kendisine, "sadece zevk ve acı varsa. Her şey sadece onlardan ibaretse tek bir çözüm kalıyor geriye: acıdan da zevk almak. Böylece hayat sadece zevk olacak." Ancak tam acı duvarının anahtar deliğinden geçerken Barbaros'un aklına bunun insanlık dışı olacak kadar zor olduğu geldi. O dar deliğin içinde sıkıştığı yerden, acıdan da zevk almak imkânsız gibi göründü. "Eğer zevk alınabilseydi acıdan, o zaman acı olmazdı" dedi ve daha da sıkıştı. Kaburgaları kırılacakken aklına kendi yaşadıkları geldi. Çektiği acıları rendeleyip avucuna koyduğu ve uçurumlardan aşağı üflediği anları düşündü.
Gizli Başkumandanlık Vekâlet Telgrafı: Ermeni Tehditleri
"Bitlis'te bazı Ermeni eşkiyası ortaya çıkmış ve bazı Ermeni asker firarileri eşkiyalığa başlamış, Halep'te, Dörtyol'da Ermeniler tarafından asker ve jandarmaya saldırı gerçekleşmiş ve Kayseri sancağında Ermeni evlerinde çok miktarda bomba, fransızca, rusça ve ermenice şifre grupları bulunmuştur. Bu olaylar henüz önemli olmamakla beraber, düşmanlarımız tarafından memleket dahilinde bir ihtilâl teşebbüsü hazırlandığına tanıklık etmektedir."
Sayfa 32 - Müstakil Asayiş'e yazılan telgraf, 25 Şubat 1915Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.