“Her şeye olan güvenimi kaybettim. Herkesten
şüpheleniyordum. Dünyanın işleyişindeki tüm umut, sempati ya da neşe kavramlarına sonsuza kadar yabancılaştım.”
“Düşündükçe daha da anlayamaz hale geliyorum ve kendimi, yalnızca benim tamamen farklı olduğum şeklindeki korkunç, rahatsız edici düşüncenin saldırısına uğramış bulunuyorum.”
“Yalnızlık dolu, kapalı bir yaşayışım vardır benim. Tanıdığım hemen hiç yoktur. Çok seyrek evden çıkarım. On yıllık bu kapalı yaşamım, yalnızlığa iyice alıştırdı beni kuşkusuz.”
“Eve dönmek beni ne pahasına olursa olsun yaşamak isteyen bir solucan yapıyor. İnsanların, güneşin ve hareketin olduğu yerde ölüm kavramına daha kolay dayanabiliyorum. Eve dönünce, duvarlara ve eşyaya sinmiş olan karanlık düşüncelerim üzerime saldırıyor. Ölüme evde katlanamıyorum. Oysa evde ölmek istiyordum. Ne istediğimi bilmiyorum artık sayın insanlar. “