Ticari rekabet dünyasında, başarının ve başarısızlığın, insanın çalışmasına ya da becerisine değil, onun denetiminden bağımsız koşullara bağımlı olduğunun dinsel ifadesiydi. Bu koşullar, isteyenin ve çalışanın değil, bilinmeyen üstün ekonomik güçlerin lütfuna bağlıydılar.