Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Lin

Lin
@fundalina
27 okur puanı
Mayıs 2015 tarihinde katıldı
"Dikkat dağıtmanın cazip olmasının sebebi, işe döndüğümüz zaman belli bir tatmin ve memnuniyet havası yaratmasıdır."
Reklam
Dişi taçlı ibibikler, ilk yavruları uçmaya ve kendi başlarına beslenmeye başladıktan hemen sonra, kendi annesini ömrünün geri kalanında başının üzerinde taşıyacaktır. Annesinin ölümüne kadar dişi kuş ne zaman uçmaya kalsa annesi ibibiğin tepesinde yerini alır. Yaşlı dişi taçlı ibibiklerin taçsız olmasının nedeni de kendi annelerini uzun süre başlarının üzerinde taşımalarından kaynaklanır. .... Erkek taçlı ibibiklerin tacı yoktur. Genç dişi taçlı ibibiklerin anneleriyle kurdukları bu ilişkiye rağmen anne taçlı ibibikler, anlaşılmaz şekilde yavruları olduğu zaman erkek yavruları ile daha çok ilgilenirler. Hatta onları daha çok beslerler. Daha az beslenmenin sonucu olarak dişi yavru taçlı ibibiklerin vücut ısıları daha düşük olur. Dişi yavruların başında bu tacın büyümesinin sebebi de budur. Kendi kendini ısıtamayan vücutları, en çok ısı kaybettikleri yer olan başlarında bu tüylerin büyümesini sağlar. Bir süs gibi duran bu taçlar, dişi yavruların gördüğü kötü muameleye karşı bir savunma mekanizmasıdır.
Leyleğin aşkınĵ böylece anlayan genç, onu gagasından öper ve böylece leylek bir prense dönüşür...Sevdiklerimizi olduğu gibi kabul ettiğimizde birden güzelleşeceklerini anlatan bu Moğol masalı, geçmiş gün leyleğini Orta Asya'ın hafızasına yerleştirmiştir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Travma bir çeşit ilişki içinde gerçekleşir ama asla ritmik değildir, güç dinamiği çarpık ve istismar edicidir. Olaya dahil olan her iki insanın sonucu etkilemek için eşit kapasiteye sahip olduğu ortak bir süreç değildir. Bir kişi bütün kontrolü ele geçirip üstünlük kurduğunda ritmik gerçek bir etkileşim mümkün değildir. Buna karşılık, her iki tarafın da kendi rıza ve seçimleriyle girdiği etkileşim ritmik olarak kabul edilir. Travmaya duyarlı yoga yeniden bağlantı kurmanın bir yolu olarak ritmik etkileşimler yapma şansı vermeye çalışır."
"Passion (tutku) ve passive (edilgen) kelimelerinin, Latincedeki acı çekmek (passio) kelimesiyle aynı kökü paylaşmaları önemlidir. Edilgen olmak, zaten acı çekme biçiminde hissedilen bir olumsuzlama olarak, hükmedilmektir. Edilgenlik korkusu duygusallık kokusuna bağlıdır ki, burada zayıflık başkaları tarafından şekillendirilmeye eğilimli olmak diye tanımlanır. Yumuşaklık incinmeye meyillilik olarak ifade edilir. Tutku ile edilgenlik arasındaki bağıntı yol göstericidir. Duygu"nun nasıl "düşünce" ve "mantık" yetilerinin aşağısında kabul edildiğini hatırlatır. Duygusal olmak kişinin yargılarının duygu tesiri altında olmasıdır. Aktif olmaktansa reaktif, bağımsız olmaktansa bağımlı olmaktır. Feminist düşünürler, duyguların tabi kılınmasının, nasıl kadın(sı)lığı ve bedeni tabi kılmaya yaradığını bize göstermişlerdir. Duygular, doğaya daha yakın oldukları, arzularıyla yönetildikleri ve akıl, irade, yargı yoluyla bedenin ötesine geçmeyi çok da başaramadıkları ima edilen kadınlarla ilişkilendirilir."
Reklam
Misafirperverlik ancak iyi ötekiler ile kötü ötekiler, yani kötücül düşman (hostis) ile iyicil ev sahibi (hostis) arasında ayrım yapmanın cazibsine karşı koyduğu zaman gerçekten adildir. Düşmanlık (hostility) ve misafirperverlik (hospitality) kelimeleri aynı Latince kökten gelir. Esasında, host kelimesi hem misafirperverlik gösteren kimseyi, hem de istilacıyı adlandırmak için kullanılabilir.
Topluluklar arasındaki ilişkilerde ensest yasağının rolü önemlidir. Ensest yasağı; nasıl sevgilinin, aşkın aile dışında aranmasını getiriyorsa, aynı dışarı yönlendirmeyi saldırganlık için de yapar. Ensest, insan ruhunu öldürdüğü için, yasak yalnızca cinsellik açısından değil saldırganlık açısından da koyulmuştur....'Birbirimizi değil, düşmanları öldüreceğiz' kanunu, topluluk içini zehirleyebilecek saldırganlığın dışarı boşaltılması olanağını berberinde getirir. Ensest yasağının dışında kalanlarla evlenebilmek gibi düşman askerini öldürmek de suç sayılmaz.
Sayfa 129Kitabı okudu
Sessizlik de sanki bulaşıcıdır. Peki sessizlik sessiz midir? Spikvak'ın "Madun konuşabilir mi? sorusuna belki başka yerden de yaklaşılmalıdır: Madun duyulabilir mi ya da sessizlik nasıl duyulur? "
"İnsan, kendini sevdirmeyi öğrenmesi gerektiğini, sevginin kendi başına bir hak olmadığını öğreniyor..."
"İtip kakardı insanı. Ancak yediği dayakları affede affede büyümeyi öğrenmiş bir çocuksan seversin onu. Çünkü nefret etmeyi de bilmelisin eğer onu seveceksen. Bunu bilmeyenler gelir geçer. Anlatamadıklarını hep bildikleri, yine de durmadan anlattıkları bir hikayeyi alıp ondan, giderler."
Sayfa 168Kitabı okudu
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.