Furkan Çayıröz

Furkan Çayıröz
@furkancyrz
Tepesi dişlenmiş bir kurşun kalemle aforizma avına çıkmış, karizmatik tümce avcısı (ç)aylak bir okur.
Onu yatağa gömdüm. Dünyada yataktan daha azaplı bir mezar var mı?
Reklam
Biliyordu ki Türk askeri çok itaatlidir. Komutanları ne söylerse hemen yaparlar. Fakat yalnız bir emre karşı itaat göstermezler. O da "teslim emri"dir. Türk, ölmeyi teslim olmaya tercih eder...
Şehit olursam, bunu üzerime örtün. Vatan, al bayrağın dalgalandığı yer değil midir?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mensup olduğum millet, istiklâlini tarihin en asil ve zor bir ateş imtihanından sonra kazanmıştı. Fakat, diğer bir ideale de kavuşması gerekti. Böyle bir ideale kavuşmak için, insanlar tarihte sehpalarda, zincirler içinde ölüp giderler, sürgünlerde ömürlerini geçirirler. Onların imtihanını yalnız çekenler bilir. Onların savaşını hiçbir zaman alkış takip etmez. Alelade, mütevazı askerler gibi gelip geçerler. Bu, tek başına kazanılmak için mücadele edilen gaye hürriyet imtihanıdır. İstiklal Savaşı'nın imtihanında en başta telakki edilen ve sembol olan Mustafa Kemal Paşa vardı. İşte bundan dolayı onun devrinde eziyet çekmişlerin bile, kalblerinde daima bir yeri verdır. O, sonu gelmeyen hürriyet alanındaki çabalamaların bir sembolüdür. Türk milleti de diğer hür dünya milletleri gibi hür olacaktır. Burada Henry W. Nevinson'un şu sözlerini alıyorum: ''Hürriyet denilen şey, biliyoruz ki, tıpkı aşk gibi her gün yeniden kazanılması gereken bir şeydir. Nasıl her gün aşk istersek ve aşkı kaybedersek, hürriyeti de öyle ister ve kaybederiz. Hürriyet kavgası hiç bir zaman bitmez, alanı hiç bir zaman sükûn bulmaz.''
Sayfa 128Kitabı okudu
Kâzım Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti. Bunlar, dört ile on dört arasında çocuklardı. Üzerlerinde asker elbisesi olmasına ve Paşa'nın seçtiği zabitlerin nezareti altında olmalarına rağmen, asker terbiyesi görmüyorlardı. Kazım Karabekir Paşa, çocuklarda,
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
İyi günler ve kötü günler nöbet nöbet gelir. Şimdi iyi günlerdeyiz.
Sayfa 110Kitabı okudu
"Harp bir talih oyunudur, general. Bazan, en mahiri de yenilir. Siz, vazifenizi yaptınız. Mesuliyet talihten geliyor."
Erzurum'dan İzmir'e kadar kanlarını akıtarak yürüyen halk; köylüler, kadınlar, erkekler ve çocuklar nihayet memleketi bu zafere eriştiriyorlardı. Türk'ün hayatının geleceği hep onlara bağlıydı. Bu zaferi görünmeyen bu isimsiz halk nihayet yaratabilmişti.
"Bu Doğu mefkuresi denilen şey de ne oluyor, Halide Hanım? Türk'ün mukadder olan kültüründen bizi uzaklaştırmaz mı? Türk Orta Asya'dan geldiği günden beri yüzünü Batı'ya çevirmiş değil mi?"
Reklam
"Ateş edeyim mi, efendim?" "Hayır, İbrahim. Kansız Zafer daha iyidir."
Kumandanın kaçaklara muamelesi
Ana vatanlarınızı düşmanın çiğnemesine müsaade ettiniz. Kadınlarınızın ırzına geçtiler. Bu memleket senin kadar namussuz görmemiştir. Vur!
Derdiniz Türk, unuttuğunuz Kürşat'la Kırk!
Bir hafta kadar bir Tatar köyünde kaldım. Onları Rus saydıkları için, Yunanlılar bir şey yapmamıştı.
Her halde, son dakikaya kadar, yani Anadolu topraklarından bu korkulu rüya geçinceye kadar sabretmeye karar vermiş bir ruh haleti taşıyordu. Bu ruh haleti, en basit neferden ta İsmet Paşa'ya kadar açıktı. Birbirimizin gözlerinin içine baktığımız zaman, bu ışıksız bakışların ardında, geleceğe inanan bir kuvvet vardı. O günlerde Mustafa Kemal Paşa'nın orada bulunmaması belki de iyiydi. Çünkü, o, çok sabırsızdı. İsmet Paşa'nın, buna karşılık, sınırsız bir sabrı vardı. Gerek İsmet Paşa'da gerek askerde, bu mizaç yani geleceği beklemeye ve onu hazırlamaya azmeden sabır ve sükûnet olmasaydı, Türkler muvaffak olamazlardı.
Anlaşıldığına göre, Duatepe taarruzu başlamadan önce, Yunanlılar köylüleri götürmüş, angaryaya koşmuşlardı. Giden adamlar hiç geri dönmemiş. umumi Yunan çekilmesinde, erkekler döndükleri zaman, kadınları evlerinin külleri üzerinde bulmuşlar. Çocukların bazıları açlıktan ölmüş, kadınların maruz olduğu muameleye gelince, ondan hiç bahsetmiyorlardı. Yerde dört çukurun içinde küller, küllerin arasında yanmış kemikler ve parça parça asker esvapları, bazen de üzerinde Türkçe yazılar bulunan yanmış kâğıt parçaları buluyorduk.
2.678 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.