Bi köy. Köy de herkes kayboluyor sebepsizce. Peki nereye gidiyor bu köylüler? Niçin nereye gittikleri hakkında kimsenin bir fikri yok ve giden niçin dönmüyor geri? Bunları düşünürken bile belki birileri kayboluyor köyde. Ve en önemli soru; “Kaaar, neden yağar kaaaaaarr?” Bu soruyu neden sadece köyün delisi soruyor? Çünkü bir tek o çözüyor gizemi. Aslında insanlarda sadece o köyde kaybolmuyorlar birden. Bizim yaşadığımız mahallede de kayboluyor, yakın çevremizde de. Nereye gittiklerini de bilmiyoruz, neden geri dönmediklerini de... Bir varlar, bir yoklar. Tıpkı kar gibi. Kaaar neden yağaaaar kaaarr? Kar gelir, yağar ve bir yer kaplar. Ama sonra eriyip gider, kaybolur. Tıpkı insanlar gibidir. İnsan da doğar, bir yer kaplar sonra ölür ve kaybolur. Ölünce nereye gittiğini de bilmeyiz, neden geri dönmediğinide... Sadece ölürler bizim için, yani kaybolurlar... İnsaaaan, neden ölür inssaaaann?
GölgesizlerHasan Ali Toptaş · İletişim Yayınları · 201512,7bin okunma
Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki: Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme! Sizin haklı olup olmamanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte.
Belki de insanlar hakikaten böyle deliriyorlardır. Bir şeyi kafaya takıp onunla zihninin içine küçük bir delik açıyor, sonra kurcalaya kurcalaya o deliği bütün bir aklı yutacak kadar büyütüyordur.
Belki de hayal gördün... İnsan cama uzun süre bakınca hep böyle olur, mutlaka bir yüz görür. Daha doğrusu herkesin, asla göremeyeceği halde görmek istediği kayıp bir yüzü vardır.
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.