Bir garip yolcu
Ey garib bülbül diyârın kândedir Bir haber ver gülizârın kândedir Sen bu ilde kimseye yâr olmadın Var senin elbette yârin kândedir |Niyâzî-i Mısrî°
“Dünyada kalmasın halini soran Dilerim Allah’tan darda kalasın Garip bülbül gibi zarda kalasın”
Reklam
Ne yemek ne içmek ne tadım kaldı...
Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın Ben de gülemedim yalan dünyada Sen beni gönlümce mutlu mu sandın Ömrümü boş yere çalan dünyada Ah, yalan dünyada, yalan dünyada Yalandan yüzüme gülen dünyada
İsm-i Sübhân Virdin mi Var?
İsmi sübhan virdin mi var? Bahçelerde yurdun mu var? Bencileyin derdin mi var? Garip garip ötme bülbül... Bilirim âşıksın güle; Gülün hâlinden kim bile? Bahçedeki gonca güle,
Gecenin türküsü ve hikayesi
Rivayet odur ki:
Pir Sultan Abdal
Pir Sultan Abdal
, idam edileceği darağacına doğru götürülürken Hızır Paşa emir verir: “Herkes Pir Sultan’ı taşlasın, taş atmayanın boynu uçurulacak, bu böyle biline.” Uğruna mücadele ettiği halk, Pir Sultan’ı taşlamaya başlar. Taşlar Pir Sultan’a kadar gelmekte ama ona değmeden yere düşmektedir. Pir’in can yoldaşı Ali Baba, taş atmasa da can korkusundan Pir’e bir gül atar. Gül, Pir’e değer ve yaralar. Can dostunun bu hareketinden incinen Pir’in dudaklarından sonradan da muhteşem bir türkü yakılan şu nefes dökülür: Şu kanlı zalımın ettiği işler, Garip bülbül gibi zaralar beni. Yağmur gibi yağar başıma taşlar, İlle dostun bir fiskesi yaralar beni. Oy Beni Beni, dost Beni Beni, can Beni Beni Dar günümde dost düşmanım belli oldu. Bir derdim var idi, şimdi elli oldu. Ecel fermanı boynuma takıldı. Gerek asa, gerek vuralar beni... Oy Beni Beni, dost Beni Beni, can Beni Beni Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz. Haktan emrolmazsa rahmet yağmaz. Şu ellerin taşı hiç bana değmez. İlle dostun gülü yaralar beni... Anısına saygıyla, rahmetle ve özlemle... Türküyü
Hasret Gültekin
Hasret Gültekin
yorumuyla dinlemek için: youtu.be/WfLX4XYiJQE?si=... Edit: Görsel temsilidir.
İstemem
Sen kokmayan gülü neyleyim, Neyleyim sensiz baharı? Sen doğmayan günü neyleyim, Neyleyim sensiz ben dünyayı? Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem meltemi istemem. Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
Reklam
"Batan gün kana benziyor Yaralı cana benziyor Esmerim, vay vay Ah ediyor bir gül için Şu bülbül bana benziyor Vah, benim garip gönlüm"
•"Hazân ile geçti gülşen-i bûstan Eyler dertli bülbül zâr garip garip Haraba yüz tuttu bezmi gülistan Ağla şimdengeru var garip garip." |Erzurumlu Emrah°
"Siyah saçların da hatem yüzlerin Garip bülbül gibi zareler beni Hilal ebruların ahu gözlerin Tığ-ı sevda ile vallah yaralar beni"
Büyük Bir Aşkın Hikayesi
Osmanlı’nın son dönemlerindeki musikişinaslarından olan Kemani Tatyos Efendiden bahsetmek istiyorum size. Tüm şarkıların, tüm şiirlerin, tüm resimlerin; hasılı bilinsin veya bilinmesin tüm sanat eserlerinin bir hikayesi vardır. Her eser bir hikaye üzerine inşa edilir. Onların bu denli sahiplenilmeleri ve dillere destan olmaları da müessirin
Reklam
Behey kırlangıç, nereden gelirsin Ham, şimdi nettin Hind-ü Yemen'i Ötme garip bülbül, ben de garibim Sen de bilir misin âhir zamanı Altı aylık yoldan beri gelirsin Aramış, yavruyu burda bulursun Dünyanın fâni olduğunu bilirsin Ev yaparsın, çamurlayıp samanı
Ötme bülbül
youtu.be/Mm4krKtouus?si=... Gece gündüz virdin mi var? Savaşılan yurdun mu var? Çaresiz bir derdin mi var? Haydi söyle etme bülbül! Öyle garip, ötme bülbül! Derdi derde, katma bülbül!
Sen bunda garip mi kaldın Niçin ağlarsın bülbül hey Yorulup iz mi yanıldın Niçin ağlarsın bülbül hey Karlı dağlar mi aştın Derin ırmaklar mi geçtin Yârinden ayrı mı düştün Niçin ağlarsın bülbül hey
Sayfa 148 - KapıKitabı okudu
“Umut garip bir şey, ona çok uzun süre tutunursan zalim bir şeye dönüşebiliyor.”
Sayfa 293Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.