Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yıllar önceydi, Doğu Türkistanlı bir arkadaşım bu esaret durumunu ilginç bir hikaye anlatarak ifade etmişti. "Çinliler bölgeye gelmeden önce vatanımızda türlü türlü kuşlar, keklikler, serçeler, kumrular ve bülbüller rahatça gezer, nağmelerini dillendirirlerdi. Çinlilerin bir inanışına göre, her çinlinin yaptığı her hatadan sonra bir kuş yemek adetleri vardır. Artık vatanımda bülbüller ve hiçbir kuş ötmüyor. Merhum Mehmet Akif'in Bülbül şiirinde dediği gibi dolaşsın, sonra, İslam'ın harem-gâhında namahrem... Matemi söyleyecek bir bülbülün bile olmaması ne garip. "
"Batan gün kana benziyor Yaralı cana benziyor Esmerim, vay vay Ah ediyor bir gül için Şu bülbül bana benziyor Vah, benim garip gönlüm"
Reklam
Behey kırlangıç, nereden gelirsin Ham, şimdi nettin Hind-ü Yemen'i Ötme garip bülbül, ben de garibim Sen de bilir misin âhir zamanı Altı aylık yoldan beri gelirsin Aramış, yavruyu burda bulursun Dünyanın fâni olduğunu bilirsin Ev yaparsın, çamurlayıp samanı
Sen bunda garip mi kaldın Niçin ağlarsın bülbül hey Yorulup iz mi yanıldın Niçin ağlarsın bülbül hey Karlı dağlar mi aştın Derin ırmaklar mi geçtin Yârinden ayrı mı düştün Niçin ağlarsın bülbül hey
Sayfa 148 - KapıKitabı okudu
“Umut garip bir şey, ona çok uzun süre tutunursan zalim bir şeye dönüşebiliyor.”
Sayfa 293Kitabı okudu
Bulam dirsen garip bülbül o yârî. Bu aktap gülşeninde eyle zârî.
Reklam
"" Sen bunda garip mi kaldın Niçin ağlarsın bülbül hey Yorulup iz mi yanıldın Niçin ağlarsın bülbül hey Karlı dağları mı aştın? Derin ırmaklar mı geçtin? Yârinden ayrı mı düştün. Niçin ağlarsın bülbül hey... ""
Sayfa 148 - KapıKitabı okudu
Neşet
Hep dinledik onu... Ama, türkülerini dinledik. Ne dediğine kulak vermedik. Söz'lerini dinlemedik. Senelerce "kendim ettim kendim buldum, gül gibi sarardım soldum, eyvahh" diye haykırdı... İktidar tercihlerimizin nakaratını bundan daha güzel özetleyen var mıydı? "Dane dane benleri var yüzünde, dünyada yardan datlı var
Sayfa 69 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Ey bülbül, dertli gönlün gülden korkmasa, ateşli ahın dikene kim bilir neler ederdi... Duydum, ağlayan iniltilerin sevgilinin gönlünü yumuşatmış. Garip şey, feryadın taşa tesir etmiş...
Sayfa 79 - Elips YayınlarıKitabı okudu
Boğaziçi mehtabı... bülbül seslerinin dinlendigi eski Boğaziçi günlerinden..
... nihayet güya bir altın fanus içinden akseden gül sarısı donuk bir aydınlıkla aydınlanmış tılsımlı, esrarlı ve mor gecede kayık veya sandala binilir, üstlerine garip bir füsunla ışıklar dökülmüş menekşe renkli sularda mehtaba, yani gezinmeye, seyretmeye, saz dinlemeye ,yani his ve zevk ve hayal avına çıkılırdı..
Sayfa 48 - Yky
Reklam
Vade tekmil olup ömrün dolmadan Emanetçi emanetin almadan Ömrüyün bağının gülü solmadan Varıp bir canana ikrar verdin mi ? Garip bülbül gibi feryat ederiz Cehalet elinde küslük ederiz Biz yolcuyuz , böyle gelir gideriz Dünya senin vatanın mı , yurdun mu ?
“Bülbül ne yatarsın, bahar erişti Kırmızı gül goncasına kavuştu Sılada sevdiğim aklıma düştü Ötme garip bülbül, gönül şen değil.”
Sayfa 177 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Şu kanlı zâlimin ettiği işler Garip bülbül gibi zâreler beni Yağmur gibi yağar başıma taşlar Dostun bir fiskesi pareler beni
aksi takdirde kervan göçer..
Bu vatana Mücîbü'l-Karib olan Allah'ın emriyle inmiş olan garip insan bilsin ki, bu ilkbahar günleri sonbahara dönüşür. Bahçeler rüzgârın istikrarsızlığı ve dostun kötü muamelesiyle sararıp solmaya avdet eder. Havuzlarda ne bir artık, ne de bir içim su kalır. Gül ve zikir mevsimi rüzgâr gibi süratli geçer. Bu sebeple çalışmasından bir fayda ve sürüsünden bir menfaat elde edinceye kadar çabalasın.
Sayfa 106
595 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.