Örneğin, duygusal biri olmadığım halde ben bile ne hayal ediyorum biliyor musunuz? Yüreği ve bedeni büsbütün saran bir aşk, gece gündüz hep sarmaş dolaş, neşeli ve coşkun, beş yıl boyunca böyle sürsün, sonra da ölüm. Heyhat!
Yaşam benim için gittikçe zorlaşıyordu: Beden keyifsiz oldu mu yürek de ölgünleşir. Öğrenmeye hiç gerek duymadığım halde çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum sanırım.
Bizi yalnızca ölümün duygulandırdığına dikkat ettiniz mi? Aramızdan yeni ayrılan dostları ne kadar severiz, değil mi? Ağızları toprakla dolduğu için konuşamaz olan hocalarımıza ne kadar hayranızdır! Saygı o zaman kendiliğinden gelir, belki de yaşamları boyunca bizden bekledikleri o saygı.