288 syf.
10/10 puan verdi
Kalıcı değiliz madem nedir bu prangalar?
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû.. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Öncelikle iyi ki okudum demek istiyorum, iyi ki nasip oldu da okudum Bu güzel esere benden önce kıymetli ablam
ℳüTℰᏉᎯℤıᎾᏦUℛℋᎯℕıℳ
ℳüTℰᏉᎯℤıᎾᏦUℛℋᎯℕıℳ
'cığımın gözleri, elleri, hisleri değdi. Ondan da bana nasip oldu elhamdülillah. Yaşanmışlık var idi (çizili
Dünyaya Geldim Gitmeye
Dünyaya Geldim GitmeyeKemal Sayar · Turkuvaz Kitap · 20192,971 okunma
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Reklam
Anneme özlem...
Bundan beş, altı yıl önceydi… Bu zamanlardı yine. Mayıs'ın ilk haftası geçmiş. Galatasaray’ım şampiyonluğa adım atmak üzereydi. Arkadaşlarla sözleştik, akşama Taksim'de şampiyonluk kutlamalarına katılacaktık... İşten eve geldim. Cumartesi akşamüzeri, koltuğa yaslandım... Televizyonda birbiri ardına sıralanmış kapitalizmin "anneler
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Çok güzel bir kitap önerisiyle geldim Öncelikle konusu çok ilgi çekici değil mii Nadir rastlanan bir hastalık yüzünden yüzyıllardır hayatta olan bir adam var.Kimliğini değiştirmeye devam ettiği sürece geçmişini geride bırakabilir ve hayatta kalabilir.Yapmaması gereken tek bir şey var, aşık olmak Kitaba başlamadan sevdim diyebilirim Matt Haig'in kalemini Gece Yarısı Kütüphanesin'den biliyordum ve bu kitabında çok güzel olacağına emindim ve birkez daha yazarın diline ve anlatıma hayran kaldım okurken yazar bize birşeyler öğretiyor ve ders veriyor biryandan da olaylar akıp gidiyor hiç anlamıyorsunuz bile bu yüzden yazarın kitaplarını çok seviyorum. Hikaye ana karakter Tom Hazard'ın ağzından anlatılıyor bir bölüm şimdiki zamanı okurken bir bölüm geçmişe gidiyoruz okurken asla kafanız karışmıyor aksine kitap daha da heyecanlı oluyor.Özellile geçmiş zamanda tarihin kokusunu ve o dönemin yapısını yazar çok güzel yansıtmış canlı bir film izliyormuşum gibiydi Kitaptaki çoğu karakteri sevdiğimi söyleyebilirim özellikle Tom karakterine baya ısındım bazı yerlerde çok duygulandım Bir kişiden baya bir şüphelendim ve şüphelerimde de haklıymışım karaktere yazılan sonu da beğendim gayet iyi olmuş Kitap biraz Gece Yarısı Kütüphanesine de benziyordu onu okuduysanız bu kitabı da seversiniz ben bu kitabı daha fazla sevdim Ayrıca kitap sinemaya uyarlancakmış umarım onu da en kısa sürede izleriz Elimde "İnsanlar" kitabı da var onu da okumak için sabırsızlanıyorumm Son olarak kitabı kesinlikle herkese öneriyorum seveceğinize eminim mutlaka okumalısınızz eğer okuduysanız da düşüncelerinizi merakla bekliyorum
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226.8k okunma
Bir zamanlar...
"Böyle sabahleyin erken kalkıp da şu keyfi yetiştirmek! "Hoşunuza mı gitti Madam?” "Vallah pek âlâ! Ben hemen diyebilirim ki, müddet-i ömr, sabahtan evvel kalkmamışımdır. Ne hoş, biz biliyoruz ki, şimdi bir saat sonra sabah açılacak ve biz de onu göreceğiz. Öyle değil mi?” "Hem de deniz üzerinde göreceğiz.” "Üşümez miyiz ya?” "Kürkler var,ihramlar var, şallar var, paltolar var. Ne üşüyeceğiz! Bahusus ki,r om dahi var.” "Vallahi pek hoşuma gidiyor. Râkım sana doğrusunu söyleyeyim mi? Türklerin her hâli, Avrupa'nın her hâlinden iyi.” "Yok Madam, pek de öyle değil a! Vâkıâ bizde kış mevsiminde her sabah böyle bir zevk etmek olur ama Avrupa'nın da zevkleri fena mıdır ya?” "Yalan söylemiyorum Râkım, vallah ciddi söylüyorum. Vâkıâ Avrupa'nın dahi eğlencesi çoktur ama "monoton” daima bir siyak üzeredir. Bir kere kış geceleri uzun olduğu zaman alafranga saat on ikiden yani gece yarısından evvel yatılmaz. Hele saat ikiye kadar da oturulduğu olur Ya! Bu hâlde uyandığımız zaman yine ortalığı gündüz olmuş buluruz. Yani demek isterim ki, biz tabiatın yalnız bir akşam letafetinden Sabahı, o sabah ki tabiatın uykudan uyanması demektir, o güzel sabahı temaşadan hemen dâimî suretle mahrum kalırız.”
Sayfa 157Kitabı okudu
"Ah, biliyorum, biliyorum, ebediyen dürüstlükte eği­tildik, eğitildik de eğitildik; ama bizi yoldan çıkarabilecek her şey beşikten itibaren bu dürüstlükten uzak tutulmuş, yani yapay bir dürüstlük bu ve bu gece gördüğümüz gibi, ayartılma ihtimali karşısında eriyip gidiyor. Tanrı biliyor ya şu ana dek dürüstlüğümün taş kadar sağlam olduğun­dan zerre şüphe etmemiştim ama şimdi, karşılaştığım ilk büyük ve gerçek yoldan çıkarıcı şey karşısında ben . . . Ed­ward, bence bu kasabanın dürüstlüğü benimki kadar çü­rük, seninki kadar çürük. Burası acımasız bir kasaba, sert, cimri bir kasaba ve tek erdemi bunca sevilen, bunca övü­nülen dürüstlüğü; ama yemin ederim, gün gelir de o dü­rüstlük insanları gerçekten ayartacak bir şeyle sınanırsa kasabanın büyük şöhreti kumdan kale gibi yıkılır. Evet, işte, her şeyi itiraf ettim ve artık kendimi daha iyi hisse­diyorum; ben ikiyüzlüyüm, farkında değildim ama haya­tım boyunca ikiyüzlü oldum. Bir daha kimse bana dürüst demesin - bunu kabul edemem."
Sayfa 22
Reklam
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Ne zaman döndünüz?" diye sordu merakla. "Dün gece," dedim, "Sınav için geldik." "Geri mi döneceksiniz?" diye sordu Aziz kaşlarını çatarak ''Yoo, hayır." diye mırıldandım ve kaçmaya çalışan gözlerimi nihayet Aziz'in gözlerine sabitledim, "Aksi bir durum olmadığı sürece buradayız. Sen neler yaptın? Nasıl gidiyor okulun?" "Bildiğin gibi, iyi bir dönemdi. Bir hukuk şirketinde stajım başladı. Senin sınavn nasıl geçti?" Aziz ile yeniden tanışıyor gibiydik. Araya giren üç ay aramızda hızlıca gelişen o samimiyeti yerle bir etmişti adeta ama gözlerinde anlam veremediğim bir şey vardı... Sanki beni gördüğü için mutluydu. "Sınav beklediğimden iyi geçti." dedim, "Madrid'te kendimi kitaplara adamam işe yaradı sanırım." "Sevindim." dedi Aziz Ata.
yarasa'nın 21 şiiri
youtu.be/hkJQWf8MfDw?si=... 1 ölüm rengine bürünmüş bir Ahmet Erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda
Kalabalıklar Hatıra Biriktirmez
Hudutları belirsiz, tanımsız bir ahaliyiz artık. Hangi yöne gitse kaybolan, hangi çenginin etrafında toplansa avuçları alkıştan patlayan şaşkın bir ahali. Gözlerimiz hırstan kan çanağı, ellerimiz kılıçsız, ellerimiz pudralara aşina. Yani biz Yunus’u anarken derviş, Hallac’ı anarken zalimiz; vurduğumuz serçelere suç buluyoruz. İçlerimiz darmadağın.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.