Kendimi yine terk edilmiş hissediyordum. Her zaman zayıf biri oldum. Zayıf ve yetersiz. Ama zaten savaşmak istemiyordum. Beni öldürmesini istemiştim. Yaşayan, bana değer veren hiç kimsem kalmamıştı. Artık ölmek istiyordum.
Ama ben zincirimi zaten boynumda taşıyorum. Kalbimin hemen üzerinde. O zincirin beni ne zaman öldüreceğine kalbim karar verecekti. Bu yüzden gözlerim Doruk'a kaydı. Hem zincirin hem kalbimin sahibine. Aralık kapıma. Yuvama. Hem anahtarın hem zincirin sahibine.
- Ama lütfen karşılaşacağın her şeyde çok dikkatli ol, herkesin gözü üzerinde olacak. Burada epey ilgi çektin.
(Ve daima beni kendine saklamayı seven Doruk Ilgaz, bundan hiç hoşlanmamıştı.)