Onun güzel sözleri kadar bakışları altında da ezilen Stephanie kollarını boynuna dolayıp sımsıkı tutundu. “İşte bu,” dedi Grant. “Bana güvenebilirsin, Steph. Seni yüzüstü bırakmayacağım.” Bu sözlerin kendisi için ne demek olduğunu acaba biliyor muydu? Avazının çıktığı kadar ağlamamak için dudağını ısırdı ve yüzünü onun boynuna gömdü. Sıradan sabun kokusu hiç bu kadar çekici olmamıştı. Stephanie onun teninin lezzetine varırken Grant hızlandı. “Benim için gel bebeğim.” Onu kışkırtmak için elini ikisinin arasına soktu. Grant’in parmağı klitorisine dokunduğu anda Stephanie çığlık atarak patladı, ona koridordaki köpekler uluyarak eşlik etti. Grant kendisi de zirveye ulaşırken gülüyordu, sonunda Stephanie’nin üstüne yığıldı. “Ev sahiplerimiz huzursuz,” dedi Stephanie, Grant'in sırtını okşayarak. Yüzüne dokunan saçları yumuşacık, göğsündeki sakalları ise sertti. Stephanie onu sonsuza kadar şu anda olduğu yerde tutmak istiyordu. Ancak Grant ne kadar nazik ve sevgi dolu olsa da, onun kendisine ait olmadığını hatırladı. Kendini koruma içgüdüsüyle, onu sımsıkı tutan kollarını gevşetti. Stephanie'nin umduğu gibi yana devrileceğine. Grant onu öperek aşağı doğru inmeye ve hiç sönmeyen ateşini tekrar tutuşturmaya başladı. “Grant..." “Şişt." dedi Grant. bütün dikkatini onun karnına vererek. Karşı koymayı başaramayan Stephanie kollarını iki yana açtı ve zamanı geldiğinde gitmesine izin verecek gücü bulmayı umarak kendini ona bıraktı.
Sayfa 80
“Sana bir öykü anlatacağım,” dedi Zedka. “Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse. “Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden, delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur, uygulamazlar. “Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki 'Gel, biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz.’ “Ve öyle yaparlar: Kral ile kraliçe de cinnet suyunu içip ânında saçma sapan konuşmaya başlarlar. Bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onu alaşağı etmenin bir anlamı yoktur. “Ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer, bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir.” ....bu maddeyi içeren ilaçların kronikleşen depresyonumu geçirmesini istemekle birlikte, deliliğim devam etsin istiyorum; yaşamımı başkalarının istediği gibi değil de kendi hayallerime uygun biçimde sürdüreyim....
Reklam
Sana bir öykü anlatacağım, dedi Zedka..
Çok güçlü bir büyücü, bütün bir ülkeyi yok etmek ister, o ülke halkından herkesin su çektiği bir kuyuya sihirli bir madde atar. Kuyunun suyunu kim içerse delirecektir. Ertesi sabah, herkes kuyudan su çekip içer, hepsi de delirir. Yalnızca kraliyet ailesi, kendilerine ait özel bir kuyudan su çektiklerinden, sihirbaz da o kuyuyu zehirlemeyi beceremediğinden , delirmezler. Tabii kral çok kaygılanır, halkının sağlığını ve güvenliğini sağlamak için bir dizi emir verir. Ancak polisler ve müfettişler de halkın içtiği sudan içmiş olduklarından, kralın emirlerini saçma bulur, uygulamazlar. Ülkede yaşayanlar kralın emirlerini duyduklarında onun çıldırdığına inanırlar, hep birlikte şatosunun önünde toplanıp tacını ve tahtını bırakması için gösteriler yaparlar. Umutsuzluk içindeki kral tahtından inmeye hazırlanırken kraliçe ona engel olarak der ki: 'Gel, biz de o kuyunun suyundan içelim, o zaman biz de onlar gibi oluruz.' Ve öyle yaparlar: Kral ve Kraliçe de cinnet suyunu içip anında saçma sapan konuşmaya başlarlar. Bu durumda halk taşkınlığından dolayı pişman olur; öyle ya madem kral bu kadar bilgece konuşuyor, onu alaşağı etmenin bir anlamı yoktur. Ülkede barış ve huzur yeniden hüküm sürer, bu halk komşularından epeyce farklı bir hayat tarzı benimsemiştir, ama kral ölümüne dek ülkesini yönetebilmiştir.
Sonsuzluk Bilgisi
Eskidenmiş Sonsuzluk, bizden dışarda ve içerde İkili bir sessizlikle Bahşedermiş dinginliği I Yıldızların karanlık bir rahimde doğmadan Durmaları gibi
Sen istediğin kadar plan yap…
Bir gün Azrail adamın karşısına çıktı ve dedi: - Bugün, senin son günün. Adam dedi: - Ama ben hazır değilim. Azrail dedi: - Bugünkü listemde, senin ismin ilk sıradadır. Adam dedi: - Peki o zaman… gitmeden önce, gel oturalım beraber bir kahve içelim. Azrail dedi: - Tabii ki. Adam, Azrail’e kahve ikram etti. Ve onun kahvesine bir kaç uyku hapı attı… Azrail kahveyi içti ve derin bir uykuya daldı… Adam, Azrail’in listesini aldı ve ismini ilk sıradan silip listenin sonuna koydu. Azrail uyandıktan sonra şöyle dedi: - Sen, bugün bana çok şefkatli davrandın. Şefkatinin karşılığında işime listenin sonundan başlayacağım.
** 19 Mayıs "Gençlik ve Spor Bayramı"mız kutlu olsun... Küçücük bedende dağ gibi adam… 19 Mayıs 2016 Ali Şamil. 1 metre 10 santimdi. Enver paşa'ya hediye edildi.
Reklam
Kadın; - " Gel birlikte başka bir yerde ,başka bir şehirde herkesi, herşeyi ardımızda bırakıp sadece ikimiz olsak yinede ileriye dönük bir şansımız var mı? " dedi. Adam; - " Şuan için birşey diyemem farklı bir şehirde herşey bambaşka olabilir." dedi. işte o an herşey bitti kadın için çünkü asla başka bir yerde bambaşka bir hayata başlayamazlar . Seven insan herşeyi geride bırakırdı ve kadın bıraktı. Ama adam bırakamadı ve bırakmayacakta onlar için herşey küçük,masum bir sevgiden ibaret kalmış oldu.
"Gel seni güzel bir yere götüreceğim." dedi. "Nereye?" dedim, "Yanıma." dedi. "Yanımda hep duracak mısın?" dedim, "Ellerini hiç bırakmayacağım!" dedi. Gittim..
tenzil etmek - tenzih etmek
geçenlerde akşam tekele gittik. kapının önüne geldik, dedik sigarayı atmayalım içip bitirelim tekele öyle girelim, kapıda sigara içiyoruz.. bu sırada bizim gireceğimiz tekelden alışveriş yapan iki kişi dışarıda kapıda bizim sigara içtiğimiz yerin yakınında muhtemelen alkollü olmalarından sebep metronom gibi sağa sola sallanarak muhabbet edip
Dün geldi: Nedir aradığın? Dedi bana: Bensem, ne bakarsın o yana bu yana? Kendine gel de düşün, içine iyi bak: Ben senim , sen ben; aranıp durma boşuna!
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.