Bir kamuflaj yöntemi de, bütün suçu bir başkasına yüklemektir. Böylece, başkalarının sana gerçekten yaptığı şeylerle ve senin kendine yaptığın, hâlâ da yapmakta olduğun şeylerle yüz yüze gelme zorunluluğundan kurtulmuş oluyorsun.
212/213
İnsan bir kez dinî öğretilerin önüne koyduğu saçmalıkları hiç eleştirmeksizin kabul etme ve hatta aralarındaki çelişkileri görmezden gelme noktasına geldi mi, o insanın zekâsının zayıflığına fazla şaşmamamız gerekir.
Bir kamuflaj yöntemi de, bütün suçu bir başkasına yüklemektir. Böylece, başkalarının sana gerçekten yaptığı şeylerle ve senin kendine yaptığın, hâlâ da yapmakta olduğun şeylerle yüzyüze gelme zorunluluğundan kurtulmuş oluyorsun.
"Zengin ve güçlü olanlara hayranlık duyup onlara neredeyse taparken, fakir ve muhtaç durumdakileri hor görme veya en azından görmezden gelme eğilimi ahlak anlayışımızı çökerten en büyük ve en yaygın nedendir."
Bilmezlikten gelme Ahmet abi
Umudu dürt
Umutsuzluğu yatıştır
Diyeceğim şu ki
Yok olan bir şeylere de benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
"... İnsanlar vedalaşırken, genellikle olayın sürekliliğini inkar eden sözler dile getirmeyi severler: Birbirlerinden ayrılırken 'Auf Wiedersehen' yani tekrar görüşene kadar, derler. Yeni bir araya gelme planları yapmakta çok aceleci davranırlar ama bunu unutmakta daha da acelecidirler. Ben bu tür insanlardan değilim. Gerçeği söylemeyi tercih ederim ki gerçek de büyük bir ihtimalle bir daha karşılaşmayacak olduğumuzdur... "
Toplumda kadın ve erkeğin birbirine yabancılaşması süregeldikçe, birbirlerine sahip olunacak nesneler olarak değerlendirme eğilimleri de kaçılmaz bir sonuç olarak varlığını sürdürür. Toplumun bazı kesimlerine genç çiftlerin bunun üstesinden gelme yönünde gösteregeldikleri çaba umut verici olmakla birlikte, köklü eğilimlerin değişime uğrayabilmesi için uzunca bir süre ihtiyaç olduğunda kabul etmek gerekir. Çünkü bu tür değişim kişiliğin diğer yönlerinden soyutlanmış olarak gerçekleştirilemez. Üstelik insan davranışlarında iki yüzlülüğü pekiştirecek kuralların hala geçerli olduğu toplumlarda bireylerin bir benlik bütünlüğüne ulaşması söz konusu olamaz. Bir başka deyişle, çağdaş dünyanın gerçekleriyle ve kendi tarihsel mirasını uzlaştırıcı bir yaşam felsefesi geliştirememiş toplumların, kronolojik yaşı ile orantılı olarak olgunlaşmış bireyler üretebilmelerini beklemek bir ütopyadır!!!!!