Kur'an-ı Kerim gerçekçi, adeta kahraman karşıtı bir kitaptır. Bugün ve geçmişte, Doğu'da olduğu kadar Batı'da da sık sık görülen şahsın yüceltilmesi hadisesi İslam'a kesinlikle yabancıdır. Çünkü bu bir çeşit putçuluktur. (Kur'an, Tevbe 31) Her insanın değerinin hakikî ölçüsü onun kendi şahsî hayatı ve topluma ne verdiği ondan ne aldığı ile alakalıdır. Bütün yücelik ve şükran Allah'a aittir ve insanların gerçek kalitesini ancak Allah tespit edebilir.
Değişim için niyetli olmak o değişimin gerçekleşmesini tek başına sağlamayacaktır. Aynı zamanda ölçülebilir hedefleri esas alan gerçekçi odaklara ihtiyaç vardır.
Hayatımın bir döneminin sona erdiğini, aklımın her zaman gerçekçi ve dürüst kalabilen sağlıklı yanıyla seziyordum artık; ama yalnızlıktan korkan telaşlı yanım, bu gerçeği bütünüyle kabul etmeme engeldi.
Sayfa 197 - Yapı Kredi Yayınları - 35. BaskıKitabı okuyor
Jhering, gerçekçi bir tutumla hukuku şöyle tanımlıyor: Hâkim sınıfların, kendi çıkarları yörüngesinde, topluma kabul ettirmeyi becerdikleri kurallar sistemi. En geniş anlamında ahlak ve gelenekler için de aynı şeyleri söyleyebiliriz.
Bir yandan bir tür siyahi İsrail’i savunan Afro-Amerikalı aktivistler şeytanlaştırılırken, diğer yandan İsrail kayıtsız şartsız nasıl övülebilirdi; bu ikisi nasıl yan yana gelebilirdi? Bir İslam milleti, özerk bir ulus devlet kurma iddiası gerçekçi olmaması nedeniyle eleştirilebilir (ve eleştirilmelidir); fakat bunu yaparken bu talebin nedenlerini de sorgulamak gerekir. 19. yüzyıl sonunda Yahudi cemaatlerindeki ayrılıkçı eğilimler ile Afro-Amerikan cemaatlerindekiler arasında karşılaştırmalı bir analiz yapmak yerine; Spinelli ilkini uygarlıkla, ikincisini ise barbarlıkla özdeşleştirir.
Bu nedenle Spinelli, fanatizmi ve köktendinciliği hep tekil düşünür. Yahudi köktendinciliğinin kurbanı Filistinliler hakkında tek bir sözü yoktur.
Gerçekliğin hayallerin ışığında gerçekçi bir değerlendirilişi ise şunu gösterir: durum umutsuzdur. Öylesine umutsuzdur ki artık ciddi bile değildir.
Belki çoktan insanın var oluşunu sağlayan koşullar tahrip oldu geri dönüşsüzce. Bir gökdelenin tepesinden aşağı düşene yere çakıldığı ana kadar bir şey olmaz, belki insanlık bu durumda.
Toplumla ilgili sağlıksız yönlerin köklerini ben ailelerde görüyorum. Türkiye’de, Türk ailesinin işleyiş biçimini iyice anlamadan, kavramadan, Türk toplumun aksayan yönlerini gerçekçi olarak tanımlayamayız. Bu nedenle, biri bana toplumun aksayan yönlerini gösterip bu toplumda yaşamın ne kadar zor olduğunu sürekli söyler, ama kendi ailesinde sağlıksız, kalıplayan aile sürdüğü sürdürürse bu kişiyi dinlemenin benim için bir zaman ve enerji israfı olduğunu düşünürüm.