Bugün sizlere bir süre önce okumuş olduğum ama bir kere daha okunmayı hakettiğini düşündüğüm Aşk'ı anlatacağımm..
Kitap çapraz anlatımla ilerliyor. İki farklı dönem farklı insanlarla çok başarılı bir şekilde işlenmiş. Okurken zorlandım, tıkandığım yerler oldu fakat bunun sebebi ilk defa böyle bir tür okuyuşumdan kaynaklanıyordu. Çünkü bir yerden sonra her şey birbirinin içine giriyormuş gibi hissetmiştim.
Kitapta en çok hoşuma giden şey 40 kural oldu. Kuralların olayların akışına göre yerleştirilmiş olması, hepsinin bir anlam taşıması ve düşündürtmeleri kitabın en özel kısmı bana göre. Aşk kavramının bizim bilmediğimiz tarafını da gösteriyor.
Her zaman sade, düz bir roman olduğunu düşünürdüm ta ki okuyana kadar. Yeterince olgunlaşmadığım bir dönemde okuduğum için kitabı derinlemesine anlamış olduğumu da düşünmüyorum ne yazık ki.. Bu yüzden kesinlikle tekrar okunacaklar listemde yer alıyor.
Eğer bu türleri okumaya alışıksanız kesinlikle tavsiye ederim, bayılacağınızdan eminim. Ama benim gibi tek tür okuyanlardansanız yoğun bir anlatıma geçmek sizi zorlayabilir :)
Şimdilik puanım: 8.5/10
"Gerçekten de, açıkgözlülüğün olduğu yerde mutlaka alçaklık da vardır, bunu unutmamak gerekir. Açıkgöz demek, vasat demektir. Aynı şekilde devlet adamı da kimi zaman hain anlamına gelir."
"...Gayrı vatanseverler
Yan gelip yatmasın,
Delikanlı yürekler
Asla tüfek çatmasın,
Ebediyen bu millet
Yenilgiyi tatmasın,
Doğsun huzur güneşi
Ve bir daha batmasın..."
"...kendi öz mukaddesat ve tarihini kendi öz yurdunda maskara edenlere, o mukaddesat ve tarihin düşmanları hürmet etmez, tiksintiyle bakar. İşte, dünyada ve dış politikada yüzümüze kapanan kapılar bunun için kapanıyor."