Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
·
Puan vermedi
1950 Gezi Parkı ruhu
Oktay Akbal’ın Cumhuriyet Gazetesi Evet/Hayır köşesinde doyumsuz yazıları hep aklımda… “1950’lerin İstanbulu’nda, Beyoğlu’nun sinemaları, sokakları, meyhaneleri ve Gezi Parkı’nda anılarının peşine düşen kahramanımız zihninde gençliğindeki aşkları yaşatırken, mutsuz giden evliliğiyle hesaplaşır. Evine dönmediği akşamlarda günün akıp geçmesini bekler. Geçen zamanın onu başka bir yere götürmeyeceğini bilse de geleceğe dair bir umudu vardır. “ Gezi ruhunu yaşamak 1950 yıllarından bu yana devam ediyor…
İnsan Bir Ormandır
İnsan Bir OrmandırOktay Akbal · Doğan Kitap Yayınları · 2019130 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
İyi bir hikaye bittiğinde başlarmış....
Fi
Fi
Çi
Çi
Pi
Pi
serisinin ikinci kitabı "Çi" ile kavuşmamıza sevinmeme fırsat kalmadan, bitti diye üzüldüm. "Fi" kadar uzun olmamasına gerçekten çok üzüldüm elime aldığımda kitabı.
Akilah Azra Kohen
Akilah Azra Kohen
kendisine beni bu ikinci kitap ile hayran bıraktı diyebilirim.
Akilah Azra Kohen
Akilah Azra Kohen
kitap isimlerini seçişinden, yarattığı kahramanların dünyalarından ne kadar etkilendiğimi anlatmakta güçlük çekiyorum gerçekten.
Fi
Fi
beni kendisine bağlamıştı ama gerçekten bir sürü şey eksik ve yarım kalmıştı. Kafamda deli sorular bırakmadı desem yalan olur ama
Çi
Çi
bomba gibi takip etmiş ve kitabın kapağında da yazdığı gibi "İyi bir hikaye bittiğinde başlar"-mış.
Çi
Çi
olayların arka planında öyle bir konu var ki aslında, işte bu dedim. O günleri ne güzel anlatmış, hatta şu anda ki toplumsal düzeni ve dinin arkasına sığınılmış siyasetin halkı koyun gibi gütmesi öyle güzel anlatılmış ki hayran kaldım. Evet arkadaşlar GEZİ PARKI OLAYLARI diyorum. Hatırlar mısınız polisin insanlara yaptıklarını, genç yaşlı kadın erkek demeden öldürene kadar dövmelerini, evlerin içlerine kadar biber gazı atmalarını, beyaz gömlekli ve ne olduğu belli olmayan adamların insanları sokaklara çekip sopalarla nasıl dövdüklerini, ölen gençlerimizi.... İşte bu kitabı okurken o günlere hızlıca gittim geldim ve sanki tekrar yaşadım.
Çi
ÇiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201415,2bin okunma
Reklam
TAKSİM: İŞGALCİNİN KUTSAL MEKANI OKUYUN BAKALIM! İçimizde "İşgalcinin uzantısı" bir güruh var. Bu güruh, ... . Bu zihin ve ruh yapısındaki güruh, her fırsatta TAKSİM'de olmak ister. Hatta bu devlete ve millete karşı giriştiği her hareketi da oradan başlatmak ister. Neden mi? İşgal Ordusunun komutanı Fransız General Louis
Şafak Sezer
Akp'den nemalanan yalaka sanatçımız çoktu ama, hiçbiri Şafak Sezer mertebesine ulaşamamıştı. Gezi parkı protestolarına katılmış, bu görüntüleri medyaya yansıyınca, iş kaygısıyla pişman olmuş, derhal Akp'nin iftarına gitmiş, Tayyip Erdoğan'ın önünde diz çökerek, elini öpmeye çalışmış, özür dilemişti. Bu ikiyüzlü tavrı nedeniyle eleştirilince, twitter adresinden cevap vermiş, sanat tarihimize geçen şu mesajı yazmıştı: "Evet yalama oldum, göt kılıyım, hadi dağılın, bir dahaki iftarda takla atıcam, nasıl olsa mesleğimiz soytarılık!"
Sayfa 304 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Anarşizm, Antik Yunancada "an"(-sız) olumsuzluk eki ve archos "yönetici" sözcüklerinden türetilmiştir, yöneticisiz anla- mına gelir. Toplumsal otoritenin, tahakkümün, gücün ve hiyerar- şinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik fel- sefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlar. Anarşizm, her koşulda her türlü
Sayfa 169 - MetisKitabı okudu
232 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Bazı kitaplar için inceleme yazısı yazmak ve fikir belirtmek çok zor. İyi bir şekilde başlayan bir aşk hikâyesinin sonunu insan böyle düşünemiyor. Ama kader! Ama yazgı! Ama alın yazısı işte. Berrak Koyuncu kitaba nasıl bir eve doğduğunu anlatarak başlıyor. Ailesi, nasıl bir evde büyüdüğü ve nasıl bir çocukluk geçirdiği vs. Takvimler 2012 yılı Gezi Parkı Eylemleri sırasında tanıştığı eşini anlatıyor bizlere. Geç bulduğu fakat çabuk kaybettiği güzel gözlü sevgilisini. İkisi de çocuk istedikleri için bir an önce evleniyorlar, hakikaten de bir varmış bir yokmuş ile başlayan masalları Berrak Hanım'a göre "Bir Varmış Hep Varmış!" a evriliyor. Günleri ve hatta yılları biraz ileri sardığımızda çiftimizin Maya adını verdikleri güzel kızları doğuyor. İnstagram postlarına eklenen yazılar öylesine yürek sızlatıcı ki! İnsan bunun yanında benim yaşadığım aşk acısı mı şimdi ? diye sorarken buluyor kendini. 22 Nisan 2020 gecesi Kızımızı uyutayım arayacağım seni deyip cevapsız kalan aramaları ve cevapsız kalan mesajları da genç kadına artık Cem'siz kaldığının can yakan habercisi ne yazık ki. Sonrasında yas dönemi, çaresizlik, kabullenememe, ağlama krizleri, bir yandan ufacık çocuğa olan annelik görevi derken uzun bir yol oluyor Berrak Hanım için. Eşine "Bodrum'a gitme " dediği ve korkunç kazayla son bulan bir yaşam değil sadece. Babalar Gününü onsuz karşılamak, Beraber kurulan hayalleri hep bir eksikle gerçeğe dönüştürmek, tüm bunları düşününce okurken düğüm oluyor boğazda.
Bir Varmış Hep Varmış
Bir Varmış Hep VarmışBerrak Koyuncu Demirci · Doğan Novus · 20242 okunma
Reklam
Gezi
Bunca yıllık meslek hayatımda ilk defa, terapi ortamında ki- şisel sorunlarını bir yana bırakıp, Gezi Parkı olgusuna öncelik ve- renler oldu. Bu, askeri darbe ve yönetimi sırasında bile olmamış bir şeydi, ama aradan geçen otuz küsur yıl içinde dünyanın daha iyiye gitmediği de açık. Üzerinde düşündüğüm zaman, bu konuş- maların, olayın politik ya da toplumsal boyutlarından çok, parkta yaratılan yaşam modelinin bir parçası olabilme arzusunu yansıt- tığını fark ettim: Yaşadığımız dünyanın yarattığı bezginlik sonu- cu ütopyaya duyulan bir özlem. Bunu kendim de böyle yaşadım, bir blog ve gazete röportajında dile de getirdim. Terapi süreleri izin verseydi, insanlar muhtemelen daha huzurlu bir dünyayı umut etme ihtiyacından da söz etmek isteyebilirlerdi
Sayfa 78 - MetisKitabı okudu
Sonuç...
"Defne, dur bir dinle! Ben iyiyiz derken, sadece kendi kişisel hayatımızı kastetmiştim. Kanayan yaralarımızı sardık, ölüm acısına da, şu Gezi Parkı yüzünden başımıza gelenlere de aslanlar gibi göğüs gerdik, işlerimizi yoluna koyduk. Yalan mı?" "Ama kendimizi yaşadığımız toplumdan ayrı tutamayız ki... Bunca haksızlık varken..." "Hiç kimse için her şey aynı anda harika olamaz! Mümkün değil bu. Kaldı ki, bu memlekette seninle benim gibi düşünmeyen ve halinden memnun olanlar çoğunlukta. Bunu da unutma!" "Evet. Ne yazık ki öyle." "Defne, çok mu mutsuzsun burada? Amerika'ya dönmek ister misin, kızım?" "Hayır, hala. Oradaki eşitsizlik de, haksızlıklar da çöp gibi gözüme batıyordu benim." "Ama en azından yasaların her insan için eşit şartlarda işlediği bir sistem var orada. Evet, haksızlık, şiddet her yerde var. Daha geçenlerde bir zavallı siyah çocuğu döverek öldürdüler polisler, hepimiz seyrettik televizyonlarda.Şimdi o polisler yargılanacak ve cezalarını çekecekler. Sistem, katil polisleri korumayacak. Amerika ile aramızdaki fark burada işte." “Her nerede yaşıyorsam, doğru bildiklerim için savaşmak isterim, ben. Şimdi buradayım madem, buradaki yanlışları düzeltmek için çalışırım ben de."
Sayfa 267 - EverestKitabı okudu
11 Haziran 2013,Gezi
İstanbul bir süredir, tencere tava eylemlerinin gürültüsü dışında, sakinleşmiş görünüyordu. Bu nedenle ertesi akşam, Martello'nun meydandaki ikinci konserine ben bile katıldım ve kendime göre gözlemler yaptım. Gezi Parkı'nın çocukları, benim gençliğimin siyasi çekişmelerinin çok uzağındaydılar. Partilerle, particilikle işleri yoktu. AKP taraftarları kendi partileri için canlarını vermeye hazır olabilirlerdi ama Gezi'deki gençlik, adil, vicdanlı politikalar için parti gözetmezdi, eminim. İnsana değer verenden yana olurdu. Eğitim, sınıf, ırk, din ve mezhep demeden, her gelir sınıfından gen- cin bu parkta buluşmuş olması da bu yüzdendi.
Sayfa 208 - EverestKitabı okudu
620 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.