Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şafak Sezer
Akp'den nemalanan yalaka sanatçımız çoktu ama, hiçbiri Şafak Sezer mertebesine ulaşamamıştı. Gezi parkı protestolarına katılmış, bu görüntüleri medyaya yansıyınca, iş kaygısıyla pişman olmuş, derhal Akp'nin iftarına gitmiş, Tayyip Erdoğan'ın önünde diz çökerek, elini öpmeye çalışmış, özür dilemişti. Bu ikiyüzlü tavrı nedeniyle eleştirilince, twitter adresinden cevap vermiş, sanat tarihimize geçen şu mesajı yazmıştı: "Evet yalama oldum, göt kılıyım, hadi dağılın, bir dahaki iftarda takla atıcam, nasıl olsa mesleğimiz soytarılık!"
Sayfa 304 - Kırmızı Kedi Yayınevi - Üçüncü Basım: Aralık 2017, İstanbulKitabı okudu
Anarşizm, Antik Yunancada "an"(-sız) olumsuzluk eki ve archos "yönetici" sözcüklerinden türetilmiştir, yöneticisiz anla- mına gelir. Toplumsal otoritenin, tahakkümün, gücün ve hiyerar- şinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik fel- sefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlar. Anarşizm, her koşulda her türlü
Sayfa 169 - MetisKitabı okudu
Reklam
Gezi
Bunca yıllık meslek hayatımda ilk defa, terapi ortamında ki- şisel sorunlarını bir yana bırakıp, Gezi Parkı olgusuna öncelik ve- renler oldu. Bu, askeri darbe ve yönetimi sırasında bile olmamış bir şeydi, ama aradan geçen otuz küsur yıl içinde dünyanın daha iyiye gitmediği de açık. Üzerinde düşündüğüm zaman, bu konuş- maların, olayın politik ya da toplumsal boyutlarından çok, parkta yaratılan yaşam modelinin bir parçası olabilme arzusunu yansıt- tığını fark ettim: Yaşadığımız dünyanın yarattığı bezginlik sonu- cu ütopyaya duyulan bir özlem. Bunu kendim de böyle yaşadım, bir blog ve gazete röportajında dile de getirdim. Terapi süreleri izin verseydi, insanlar muhtemelen daha huzurlu bir dünyayı umut etme ihtiyacından da söz etmek isteyebilirlerdi
Sayfa 78 - MetisKitabı okudu
Sonuç...
"Defne, dur bir dinle! Ben iyiyiz derken, sadece kendi kişisel hayatımızı kastetmiştim. Kanayan yaralarımızı sardık, ölüm acısına da, şu Gezi Parkı yüzünden başımıza gelenlere de aslanlar gibi göğüs gerdik, işlerimizi yoluna koyduk. Yalan mı?" "Ama kendimizi yaşadığımız toplumdan ayrı tutamayız ki... Bunca haksızlık varken..." "Hiç kimse için her şey aynı anda harika olamaz! Mümkün değil bu. Kaldı ki, bu memlekette seninle benim gibi düşünmeyen ve halinden memnun olanlar çoğunlukta. Bunu da unutma!" "Evet. Ne yazık ki öyle." "Defne, çok mu mutsuzsun burada? Amerika'ya dönmek ister misin, kızım?" "Hayır, hala. Oradaki eşitsizlik de, haksızlıklar da çöp gibi gözüme batıyordu benim." "Ama en azından yasaların her insan için eşit şartlarda işlediği bir sistem var orada. Evet, haksızlık, şiddet her yerde var. Daha geçenlerde bir zavallı siyah çocuğu döverek öldürdüler polisler, hepimiz seyrettik televizyonlarda.Şimdi o polisler yargılanacak ve cezalarını çekecekler. Sistem, katil polisleri korumayacak. Amerika ile aramızdaki fark burada işte." “Her nerede yaşıyorsam, doğru bildiklerim için savaşmak isterim, ben. Şimdi buradayım madem, buradaki yanlışları düzeltmek için çalışırım ben de."
Sayfa 267 - EverestKitabı okudu
11 Haziran 2013,Gezi
İstanbul bir süredir, tencere tava eylemlerinin gürültüsü dışında, sakinleşmiş görünüyordu. Bu nedenle ertesi akşam, Martello'nun meydandaki ikinci konserine ben bile katıldım ve kendime göre gözlemler yaptım. Gezi Parkı'nın çocukları, benim gençliğimin siyasi çekişmelerinin çok uzağındaydılar. Partilerle, particilikle işleri yoktu. AKP taraftarları kendi partileri için canlarını vermeye hazır olabilirlerdi ama Gezi'deki gençlik, adil, vicdanlı politikalar için parti gözetmezdi, eminim. İnsana değer verenden yana olurdu. Eğitim, sınıf, ırk, din ve mezhep demeden, her gelir sınıfından gen- cin bu parkta buluşmuş olması da bu yüzdendi.
Sayfa 208 - EverestKitabı okudu
Mihrabı tuvalet yapılan Cami!
Tek Parti devrinde türlü kılıklara giren camilerin hapishane dahi yapıldığına dair bir tanıklığı sizlerle paylaşmak istiyorum.Divriği kökenli değerli tarihçi Dr. Necdet Sakaoğlu'nun Toplumsal Tarih dergisine anlattıklarını naklediyorum: "Çocukluğumu geçirdiğim kasabada, Cedid Mustafa Paşa Camisi hapishane olarak kullanılıyordu. Taş bir
Sayfa 229 - TimaşKitabı okudu
Reklam
Can havliyle Taksim Meydanı’na atıyorum kendimi. Ama vardığım yer ne Taksim’e ne meydana benziyor. İyice anasını siktiler memleketin. O meydanda hepsine meydan okumak için gürül gürül çağladığımız zamanları hatırlıyorum. Ne kadar kalabalık olduğumuzu... Şimdi kimse yok. Şimdi geleceğe tek başıma meydan okuyorum. Cesareti varsa çıksın karşıma. Geleceği varsa göreceği de var. Yıllardır, cezalıymış gibi polis ablukasında tutulan Gezi Parkı’na bakıyorum. Ellerinden gelse hapse atacaklar güzelim parkı.
Sayfa 94 - İletişim Yayınları
215 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.